Zaman'a Mektup
Eser Ceran Erdi
Eğer Zaman’a bir mektup yazmam gerekseydi, bu bir şükür mektubu olurdu. Her zaman güvenebileceğim tek şey olduğu için. Çünkü zaman içinde kaybettiklerimiz bile zamanın içinde yine bizimdir, bizimledir. Sahi nesin sen ?Sonsuza kadar devam ettiğini söylüyorlar. Hızlanıp yavaşladığını söylüyorlar. Sabit olduğunu söylüyorlar. Senin bir boyut olduğunu söylüyorlar. Boşa harcandığını söylüyorlar. Belki ebedisin, belki de bir illüzyonsun.
“Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında…”
Ama her zaman yanımda olacağını biliyorum. Sanırım şimdi yapabiliyorken sana değer vermeliyim. Kendime ait olanları kaybetmek istemediğim sürece senin kıymetini bilerek yaşamalıyım. Sana minnettarım çünkü beni her zaman destekledin ve sen her zaman benim oldun, benimle oldun, bu yüzden lütfen aynı kal ve ben senin her dakikana, her anına değer vereceğim! An dediğimiz nereye takıldıysa bütün tazeliğiyle yaşar belleğimizde. Bazen bir gülüş, bazen bir bakış, bazen bir kokuyla hatırlatır bize kendisini. Anımsamakla önem kazanır mıydı zaman? Belki de…
“Zaman geçerken, kendisine bağlı olan her şeyi de sürüklüyor…
”Belki de seni daha iyi anlayabilseydik ve seninle en iyi şekilde nasıl bir arada yaşayabileceğimizi bilseydik daha kolay olurdu hayatlarımız. Ancak sen yine de gizemle örtülü kalmaya devam etmelisin; bilim, felsefe ve sanat yoluyla seni çözmeye çalışmak yaşamıma keyif veriyor. Sana bu mektubu yazarken, kendimi senin gücüne hayranlık duyarken buluyorum. Hayatıma kattığın neşe ve sevgi dolu anları ve karşıma çıkardığın zorlukları, sınavları da kucaklıyorum.
“Zaman, tohumların birleşmesinden, yumurtanın açılmasından başlayıp, ölüme kadar devam eden, bizdeki değişmelerden başka bir şey değildir…”
Kontrolümün ötesinde bir güç olduğunun farkındayım ve sadece akıntılarında dirençle yol almayı umabilirim. Aynı zamanda önemli bir ilham kaynağı da sayılıyorsun. Zaman, edebiyatın ayrılmaz bir temasıdır, yazarların hikâyelerini, dokusunu şekillendiren bir anlatı gücü olarak hizmet ediyorsun. Bu sayede yazarlar, zamanın akışkanlığını ve kısıtlamalarını keşfederek okuyuculara insan deneyimi üzerine bir yansıma sunabiliyorlar. Mesela, Garcia Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” adlı eserinde zaman döngüsel hale gelir, tarihin kalıplarını tekrarlar ve belirli olayların kaçınılmazlığını vurgular. Edebiyat da varoluşu tanımlayanları vurgulayarak zamanın geçici doğasını yakalar. Virginia Woolf’un “Bayan Dalloway” adlı eserinde anlatı, karakterlerin içsel düşüncelerini ve kısa bir karşılaşmanın derin etkisini inceleyerek tek bir gün boyunca ilerler. Woolf’un bilinç akışı tekniği, zamanın sürekli aktığını yansıtarak geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki sınırları ortadan kaldırıyor
“Zaman kimine göre rahvan, kimine göre tırıs, kimine göre dört nala gider, kimine göre olduğu yerde kalır…”
Zaman kavramı şiirde de hepmerkezibirtemaolmuştur.Şairlerşiirlerindezamanı,insandeneyiminikeşfetmek, anlamlandırmak için kullanırlar. Kısacası sen, şiirde önemli bir ilham, düşünme ve iç gözlem kaynağı olarak hizmet ediyorsun. Ne mutlu ki şiir sanatı aracılığıyla zamanın geçişine ve hayatlarımız üzerindeki derin etkisine göz atabilme fırsatı yakalıyoruz. Yine bir yılın son günlerine yaklaştığımız şu günlerde, yinelemelerle, bitişlerle zaman kavramı yani sen, aklımı kurcalamaya devam ediyorsun, edeceksin de…
“Zaman geçer durur derler, fakat heyhat… Zaman durur, geçen biziz…”
Zamanla geçer mi, biter mi yoksa başlar mı? Zamanla mı var oluruz yoksa zamana yenilir miyiz?‘ Biz de bir sestik belki’ demişti Melih Cevdet Anday. Kaybolmayan tek şey zaman değil miydi? “Zamana kusur buluruz, oysa zaman konuşacak olsa utanırız” mı demişti bir şair? Yoksa son sözü Pericies’e mi bırakmalı? “Bütün danışmanların en akıllısı olan zamanı bekle…”
Yorum
Zamansiz ve zamanlı zamanlar
Eser hanıma teşekkür ediyorum zamanı bu denli somut ve soyut bize ulaştırdığı için ... o güzel şoirlerini nice zamanla sarmalanmış anlarda yazmasını ve zamann içinde bize ulastırmasını diliyorum.
Beğeni
Tam onikiden: "Zaman durur, geçen biziz…"
Yeni yorum ekle