Bir Kehanet(Bilicilik) Merkezi Olarak  APOLLON TAPINAĞI

Kültürel Miras

Bir Kehanet(Bilicilik) Merkezi Olarak  APOLLON TAPINAĞI

Zerrin Dağcı

Aydın’ın Didim ilçesi merkezinde yer alan Apollo Tapınağı, Efes’teki Artemis Tapınağı ve Sisam Adası’ndaki Heraion Tapınağı’ndan sonra dünyanın üçüncü büyük Tapınağı olma özelliğini taşımaktadır. Yapının MÖ 6. yüzyılda inşa edilmeye başlandığı, inşaatının yüzlerce yıl sürdüğü ve bitirilemediği bilinmektedir. 
Döneminin ünlü coğrafyacılarından Strabon, büyük bir platform üzerine oturan bu yapıyı dünyanın en büyük ve en görkemli tapınağı olarak betimler. 
Efsaneye göre Tanrı Apollon bir gün, çobanlık yapan Brankhos’a rastlar ve ona kehanetin sırlarını verir. Çoban Brankhos da bugünkü tapınağın yerine Apollon Tapınağını inşa eder.
Apollo insanları iyileştiren, hastalık veren, geleceği gören bir Tanrıdır. Işık Tanrısı olarak da adlandırılır. Dünya üzerinde Apollo’nun üç önemli kehanet merkezi vardır. Bunlardan biri Delfi’de (Yunanistan’da) diğer ikisi ise Patara ve Didim’de yani Türkiye’dir. 
İnsanlar binlerce yıldır kehanet konusuna kafa yormuş, müneccimler toplumda büyük itibar görmüşlerdir. Uzak yerlerden gelenler, taht kaygısında olan krallar, gireceği savaşın sonucunu merak eden komutanlar, hastalıklarıyla ilgili bilgi edinmek isteyenler için bilicilik merkezleri çok önemliydi. İşte Apollo Tapınağı da o çağlarda böyle bir ihtiyacı karşılıyordu. 

zorbatv

Apollon Tapınağı
Tapınak çevresine göre çukur bir alanda bulunmaktaydı. Giriş merdivenlerinin sağında Medusa kabartmalı iki friz bloğu bulunur. 

zorbatv

Medusa kabartmalı firiz
Tapınak döneminde çok ünlüydü ve çok uzaklardan bile gelip geleceklerini öğrenmek isteyenler vardı. Bu hizmet karşılığında belirli bir ücret ödenirdi.
Tapınağın tünelle geçilen iç kısmındaki özel bölüme (cella) sadece rahipler ve rahibeler girebilmiştir. İçeriye “sıradan” insanların girmesi mümkün değildi. Cella’nın orta yerinde bir kuyu bulunmaktadır. Bu kuyunun başında Sibyl adı verilen rahibeler transa geçerler ve Tanrı’nın kulaklarına fısıldadığı kehanet bilgilerini dışarda bekleyenlere ulaştırmışlardır. 

zorbatv

Kutsal alana geçişi sağlayan tünel
Antik kent Miletos’un kutsal kapısından başlayan ve sfenks, aslan ve rahip heykelleriyle çevrili taş döşenmiş Kutsal Yol, sahili takip ederek Didim’e ulaşmaktaydı. Yol bundan sonra güneye doğru dönerek, Apollon Tapınağında son buluyordu. Şu anda yoğun yapılaşma nedeniyle Miletos’dan gelen yolun tam olarak nerede ve nasıl sonlandırıldığı bilinmemektedir. Apollon’un ikiz kardeşi olan Artemis’in adına yapılan Efes’teki tapınakla (şu an geriye bir tek sütunu kalmıştır) benzeştiği tahmin edilmektedir. 

zorbatv

Tapınağın günümüze ulaşan ünlü sütunları
Tapınak, Hristiyanlığın kabul görmesinden sonra önemini yitirmeye başlamış ve MS 385 ve 392 yıllarında Theodosius tarafından çıkarılan yasalarla pagan kültü yasaklanmış, kehanet kültü de istenmeyen bir duruma düşmüştür. Doğu Roma’nın dininin sadece Hristiyanlık olduğu ilan edilince tapınağın bir bölümü kiliseye dönüştürülmüştür. Cella bölümünde yer alan kiliseden geriye ne yazık ki bugün bir şey kalmamıştır.
 

Yorum

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.