Deniz Mavi 

Deniz Mavi 

Nilgün Zahiroğlu 

Gök mavi ve kadın güzel... Kim koymuş bu sıfatları? Mavinin coşkusunu tadan, güzelin rengini gören var mı peki?
Sen mi bildin bunları kendini bilmeyen insan?
Kendin olmadıkça 
Kendini tanımadıkça 
Koşulan hem de bir ömür boyu koşulan yollarda sadece zamanını harcadığını öğrenmesi değil midir yaşlılığın adı ve dahi tüm hastalıkların adı. Her hastalığın altında bir duygun can çekişirken onu özgür bırakmak yerine, sen sadece zihnindeki özgürlüğe koşmadın mı insan ? Sonrası hapsolmuş duygunu  bedeninde bir hastalık olarak ağırladın unuttun mu?
Kendine koşmadıkça kendinle buluşup şöyle kendinle has bir sohbet etmedikçe boşa geçmez mi ömrün?
Kim olduğunu bilmeyen kimlik sahibi sen değil miydin?

Sahip olmak için tükettiğin bedenin zamanın emeğin ile sen bir şeylere  sahip oldukça cilalanan öz sevgin değil EGON idi. Bunu da ÖZGÜVEN ile yer değiştirirken ve cilalanan egon seni yalnızlaştırırken kusura bakma ama zaman sinsi ise sen de bir alık gibiydin....hadi bakalım sen onu da isterim bunu da isterim diye koştururken mevkin, makamın ,paran, malın yada servetin önleyebilir mi ömrünün de tükenişini?

Yahu kısa oldu bu ömür, daha kendimle tanışmadım desen de yok artık aynı filmde bir kez bile tekrar başrol verilmez sana. Bileydin kardeşim başroldeydin ama sen etrafına alık alık bakarken yada hayattan ne koparacağım diye vahşi bir hayvan gibi koştururken “Bitti bu film hadi sana güle güle.” deneceğini bile anlayamadın değil mi o hep övündüğün zekan ile.

Kendi filminde başroldeyken ya figüran oldun yada başka filmler için de başrol olmak için bir aç göz kahraman...
Sakince kendine koşup kendinle bir sofraya oturup önce kendini doyurup önce kendinle sevişip sonra aleme bir sevgi eli verip gitmeyi beceremedin be insan. Sonrası kendini  mutsuz ettin ve dokunduğun  herkesi de... Komik olan da sen kendini tam, başkasını ya hep yarım yada hep  eksik bildin. Oysa ne sen ne de bir başkası ne tam ne de eksikti. Herkes kendi filminde olması gerektiği kadardı. Herkes kendine ne kadar koştuysa o kadardı. Herkes kendinin ne kadarını tanıyorsa o kadardı, sadece o kadardı. Oysa kime sorsan kendisi tam ve âlâ, alemin geri kalan beşeri hep EKSİK ve muamma idi.

Nilgün Zahiroğlu Kimdir?
1970 Oltu doğumlu olan yazar babasının memuriyeti dolayısıyla çocukluk ve gençliği Anadolu’da geçti. 1991 yılında Uludağ Ünüversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi'nden mezun oldu. İlk tayin yerim olan Hakkari'de coğrafya öğretmeni olarak üç yıl görev yaptı. Hâlen Ankara'da görev yapmakta olan yazar, psikoloji bölümünde ikinci lisans eğitimine devam etmektedir. İngilizce (TÖMER), estetisyenlik, fitoterapi, biyoenerji, sanat terapisi, yaşam koçluğu ve bilinçaltı sembol dili gibi kişisel gelişim alanlarında sertifikalı eğitimler alan yazar, değişik gazete ve portallarda denemeler yayınlamaktadır. İlk kitabı olan Ömrümün Göykurşağı’nı 2022 yılında yayınladı.