Dong Li ve Şiirlerine Kısa Bir Bakış
Dong Li, 1984 yılında Çin' de doğup büyümüş Çince, İngilizce, Fransızca ve Almanca’dan çeviriler yapan çok dilli şair ve yazardır. Deep Springs College ve Brown Üniversitesi’nde eğitim görmüştür. PEN/Heim Çeviri Bursu ve Alexander von Humboldt Vakfı, Akademie Schloss Solitude, Ledig House Çeviri Laboratuvarı, Henry Luce Vakfı/Vermont Stüdyo Merkezi ve Yaddo bursları sahibidir. Dong Li, 2023 yılında The Orange Tree (University of Chicago Press, 2023) adlı kitabını yayımladı.
Karmaşık, esrarengiz, ancak imgeleri ve cesur yaratıcı seçimleriyle inkar edilemez derecede ilgi çekici olan Dong’nin şiir koleksiyonu;“Portakal Ağacı”, lirik sesin genişliğini ve sınırları, nesilleri ve kültürleri aşma kapasitesini sergiliyor. İlk kez verilen Phoenix Emerging Poet Book Prize for 2023’ün sahibi Dong Li, ulusal travmaların ve kültürel aidiyetin kalıntılarını araştırmaktan korkmayarak, muazzam acı ve olağanüstü güzellik imgeleriyle dolu bir koleksiyon yaratmış.
Dong Li’nin şiiri, dilsel deneyselliği, canlı imgeleri ve kişisel ve kültürel temaların derinlemesine araştırılmasını bir araya getiren kendine özgü tarzıyla karakterize ediliyor. Şiirleri genellikle geleneksel yapılara meydan okumakta, dili yenilikçi şekillerde kullanarak benzersiz ve çağrışımlı bir okuma deneyimi yaratıyor. Çalışmalarından bazıları, bir göçmen olarak deneyimleri ve kimliğin karmaşıklığı ile ilgili konulara da değinmektedir.
Son yıllarda dikkat çeken ve kendinden söz ettiren bu genç kalemin verdiği bir röportajı ilgiyle okuduğumu söyleyebilirim. Şiirde ve edebiyatta yeni soluklar ile tanışmak beni her zaman heyecanlandırmıştır.Yazar ile yapılan bu ilgi çekici söyleşiyi sizler için derledim.
Keyifli okumalar!
‘‘Sekiz yüz millik duvarın enkazı altında.
Su gibiydi kederlerine tutunmuş kadınlar yürüyüşleri uzun sürmediğinde
Soğuk kemiklerini sıcak bedenine sardı kadın.
Ağıtıyla Çin Seddi'ni yıktı.
Çok zaman geçmemişti uzaktaki düğün gecesinin üzerinden.
Duvarı inşa etmek için zorla aldılar kocasını birleşemeden.
Orta Krallık'ta ilkbahar ve sonbahar çarpıştığında.
İlk imparator, Qin Shi Huang, insanları birleştirmek için yükseldi. İsa'dan bile önce.
Duvarlar yeniden inşa edildi çayırda yakılan ateşlerin yanı başında,
pipa çalan kuzey kabilelerine karşı.
Boğdu kendini Doğu Denizinde kadın.
Kocası duvarın altına gömüldü. Pipası su kenarında kaldı.
İmparator ölmeden önce Terracotta Ordusu'nu Li Dağı'nın altına getirdi.
Sonra kuzey kabileleri duvarı aştı.
Büyük büyükanne ve büyükbabalar batıya doğru kaçtılar.
Çatısız dört duvarın önünde, tarih belli belirsiz griye dönmeden önce.
Her şeyden geriye sadece bir pipa kaldı.’’
PM: Çocukluğunuzdan ya da gençliğinizden, bir yetişkin olarak şiir yazacağınızı ima eden bir
an, imge ya da anı var mı?
Dong Li: Şiire geç başladım, çünkü Çin’de okulda yaratıcı yazarlığa devam etmem engellenmişti. Amerikan İngilizcesi bana ikinci bir şans verdi. Kaliforniya çölünde küçük bir kovboy-filozof okuluna kaydoldum. Görünüşte dil yeteneklerimin ve pratik becerilerimin sınırlılığını yoğun bir şekilde hissettim. Çölde yürüdüğümü ve çölü kesen ıssız otoyolun üzerinde dümdüz uzandığımı hatırlıyorum. Gökyüzü ezici bir şekilde yakınlaşıp değişmeye başladığında betona tutunmak için parmaklarımı açtım. Bulutlar bir nimet oldu ve ilk şiirlerimi kağıda taşıdı.
PM: Bu ilk şiirler hakkında neler paylaşmak istersiniz?
Dong Li: Başlığı “Bulutlara” idi. Bulutlar, sanki canlı bir şeyehitapediyormuşumgibi, büyükharflitekiloldu.Bulutgerçekten de canlıydıvegiderekgerçeküstüolmaktanuzaklaşançölortamındayüzümekumveyıldızlarınbulaştığıbuyorucuyıllarboyuncabirdosttu.Gününkadranıiçingökyüzünegüvendiğimbirinisiyasyonzamanıydı.
Endişeliyansıtmalarımıyankılayanbirduvardançok, şiirdekive‘ben’arasındakiyakınlığıvurgularken, kelimelerveduygulararasındakimesafeninaltınıçiziyordu; ‘Ben’inyavaşyavaşuzaklaştığırefleksifmuhatap‘sen’di.Lorine Faith Niedecker’ıveonunyoğunlaştırıcılığınıtaklitetmeyeçalışıyordum, bu daşiirlesonuçlandı, ancak‘ben’in, şiirselçocuğumun, buerkenetkiylebüyümekistediğinifarkettim, buyüzdenailegeçmişimhakkındadüzyazıbirkonuşmayazdımveböylelikle“PortakalAğacı”kitabımıntohumlarınıekmişoldum.
PM: Sizibudüzyazıkonuşmayıyazmayaitenbirçekim, mecburiyetveyaendişehissettinizmi?
Dong Li: Sınıfımdakitekyabancıöğrenciolarak, dahaazayrıcalıklıailevibağlamımdanyararlanarakyanlışanlaşılmaaçığınıkapatmakistedim. Eleştirelveşiirselkalkanıbirkenarabırakıpkorumasızcakonuşmakistedim.TürlerarasındavitesdeğiştirmeninAmerikanİngilizcesinikavramamıgüçlendiripgüçlendirmeyeceğinigörmekistedim.YenibirdildeyalpalayançocuğuvegerileyenÇinlibenliğiikikolumlatutmakistedim.Konuşmayıbirarayagetirmekiçinkendimiparaladığımda, gecikmişbirgebelikgibihissettimveindirgenemezcümlelerleözlüvetutarlıbiranlatıhazırlamayagiriştim.Her noktadansonragörünmezgözyaşlarımısildim. İlk taslağımıyükseksesleokuduğumda, çoktanıdıkamabiro kadar da uzak, ürkütücübirşekildebanaaitvebendendahafazlabirsesduydum. Şiirolduğunuiddiaetmiyordu.Aydınlatıcıbir an: Belki de şiir,öngörülemeyenortamınıtanıyanvesesinigerialanbirşeydi.
PM: Ailenizdesanatçılarvarmı? Çin’deokurkenveyazarkennelerdenetkilendiniz?
Dong Li: Anne tarafındanaileninenküçükvehayattakalantekerkekçocuğuolananneminerkek
kardeşibirressamveöğretmendir. Siyasiçalkantılarnedeniyle on yıllıkbiraradansonraüniversiteeğitimininyenidenbaşlatıldığı 1977 yılındaüniversiteyegiden ilk öğrencigrubuarasındaydı.Ailenintümkaynaklarıkardeşinineğitimineverefahınaaktarıldı.Eğitimolanaklarındanyoksunkalanaltıkızkardeşi, erkekkardeşedestekolmakiçinsıksıkokuluasmakveörgüörmekzorundakalıyordu. Bu türbirmuameleyekarşıydım, ancakkızkardeşlerinyoksunluklarınıkabullenmelerinianlayacakkadarolgundeğildim.
PM: Ölümtekaile mi? PortakalAğacı’nınbaşlarındaçokçarpıcıbirşekildeakıldakalanbirdize. Bu cümleyinasılve ne zaman kurduğunuzdanbahsedebilirmisiniz?
Dong Li: Ailegeçmişimleilgilidüzyazıkonuşmamıntohumlarınınbuşiirkoleksiyonundafilizlenmesinitetikleyenfaktörlerdenbiri de baba tarafındanbüyükbabamınölümüoldu. ÖlümhaberiailemtarafındanÇintopraklarınadönenekadarbiryıldanfazlabirsürebendensaklandı. DedeminölümdöşeğindeykenABD’dekieğitimimiyarıdakesmekistemediğinisöylediler.Aşk, çoğu zaman üstüörtülenya da sadeceacıverenşekillerdeortayaçıkanbiryaradeğilmidir? Ölüm, annemlebabamvebenimaramdakizaman farkınıortadankaldırdı, bizigaripamasomutbirşekildebirleştirenbubilinmeyenvarlığasavurdu.Aynızamandagözyaşlarıiçinde, körbirşekildebaktığımızbudiğeralandı.Ölümtekailemidir?Coşkulubirvaroluşsalsorudur, ancaknoktakesinbirçözümeişareteder. Ölümgibi, bütünleyicisoruda paradoksalolarak hem orada hem de oradadeğildir.Bu satırıAmerikantopraklarındayazarken, fizikselvedilselmesafeyoğunluğuyine desözcükselbirdönüşümüemredenbüyükbabamınölümünükabullenmemikolaylaştırdı.
PM: Günlükyazmasürecinizinveyarutininizinneyebenzediğindenbirazbahsedebilirmisiniz?
Dong Li: Belirlibirsürecimya da rutinim yok. Ritüelleryerineoyunalanlarınıtercihederim.Geçimimisağlamakiçinbirkaçişleuğraşıyorumvemümkünolduğuncasadeyaşamayaçalışıyorum, böyleceilgialanlarımlauğraşmakiçinzamanımolabiliyor.
PM: Başkaşairlerinşiirleriniçevirmekvekendiadınızlaşiiryazmakgibiikizsüreçlerhakkındakien son gözlemlerinizipaylaşmakistermisiniz?
Dong Li: Tüm dillerin ortak şiir dilinden geldiğine ve orada birleşmek istediklerine inanıyorum. Başka şairlerin çevirileri genellikle unutulmuş kolları ya da ortak kaynağa varmaya devam eden bir dilin aykırı dip akıntılarını ortaya çıkarır. Bu bakış açısından, çevirmenler neyin zaten iyi yapıldığını ve neyin sayfayı zorlayamadığını ve başka bir denemeye değer olduğunu görebilirler. Kısacası, kronolojik tarihin baskısına direnen şiirin bağlamını anlarlar. Çeviride kaybolmayan şey şiir değil midir? Şiir, şiirsel çocuk için tek miras dil değil midir? Amerikan İngilizcesinde şiir yazdığımda, ana dilinde yazan bir yazarla aynı kanonik gelenek yüküne sahip değilim. Yaramı göstermek için onun ışığını emiyorum ama asimile olmayı reddediyorum. Bu dünyadaki tüm ışıltılara açım. Çeviri, genişlemiş çok dilli bir bağlamda negatif kapasitenin referans noktası haline geliyor. Bu parlaklığa yaklaşmak için yazıyorum. Eskiden çevirdiğim şairlere ve şiirlerine karşı bir sorumluluk hissederdim. Şimdi ise kibir ve sahiplenme zırhlarımdan sıyrılarak çoklu versiyon ve varyasyon olasılığını kucaklıyorum. Benzer bir şekilde, ustalık hırsından vazgeçiyor ve şiirsel özlem gemimi yol boyunca her ışığa ve şimşeğe doğru yönlendiriyorum. Şiir yazma ve çevirme süreçlerini ikiz süreçler olarak adlandırmanız çok hoş. Aynı suda filizleniyorlar ve aynı yaradan parlıyorlar.
PM: Şiir sanatı hakkında doğru olduğunu bildiğiniz en tuhaf şey nedir?
DL: Şiir her yerdedir ve herkeste vardır. Çoğu zaman en derin duygularımızı bu dile getirilemez şeye yöneltiriz ve ona şiir deriz. Çoğu zaman bunu yüksek sesle söylemek için kendimize izin vermeyiz. Ama bunu yaptığımızda, kendimizi tamamen canlı hissederiz. Somutlaştırdığımız ve canlandırdığımız bir dile kendi deri katmanımızı ekleriz. Siluetimizin, bedenimize girip çıkan ve sesimize nefes veren bu tanıdık ve ailevi kelimelerde odaklandığını görürüz. Şiirin kamusal alandan özel alana çekilmesinden yakınılıyor ama ben onun yeniden keşfine ve içimizde yeniden ortaya çıkışına bakıyorum.
ÇevirenveDerleyen:
EserCeranErdi
Yeni yorum ekle