"İnsanın Kötü Mirası Şiddet"

Edebiyat

"İnsanın Kötü Mirası Şiddet"

Şiddetin giderek arttığı bir dünyada ne yazacağıma yada ne düşüneceğime de şiddetin varlığı karar veriyorsa bu da bir tür şiddet değil mi? Ben papatya tarlasında koşan iki çocuğun şarkı söyleyen seslerini işitmek isterken, o çocukların bombalarla öldürülmesi  yada  bir cani tarafından kaçırılıp öldürülen kız çocuklarının haberi benim de şiddeti düşünmemi zorluyorsa, bu da bir tür şiddet bence.Neyse ki zihnimi şiddetin,insanın varlığı kadar neden çokeski olduğunu düşündüren bir şiddet.

Gerçek şu ki hem ülkemizde hem de  dünyanın özellikle bilinç seviyesi düşük ülkelerinde şiddet artıyor.

Freud birinci ve kısmen de  ikinci dünya savaşlarındaki vahşeti görünce SALDIRGANLIĞIN  en az cinsellik kadar önemli bir dürtü olduğunu öne sürmüş.Yani Freud’a göre insan kuvvetli SALDIRGANLIK dürtüleriyle doğuyor bu gezegene.

Çok ilginç değil mi insan aslında içinde sanki gizlenmiş başka bir canavarla doğuyor ve kendini tehdit altında görürse yada istemediği durumlarla karşılaşırsa,  pat diye pençelerini çıkaran mitolojideki,yarı insan yarı aslan olan adetasfenkslere dönüşebiliyor.Zaten birçok mitolojide de yarı hayvan yarı insan figürlerinin olması insanın bu ilkel halinin bin yıllardır hiç değişmediğinin göstergesi değil mi?İnsanın saldırganlığının dürtüsel oluşu, besin zincirindeki başka bir türü beslenmek için öldüren bir hayvanın dürtüsel saldırganlığı ile aynı değil mi?

Hatta Charles Darwin sanki Freud’un bu görüşünü, insanın doğuştan vücut diline sahip olduğu teorisi ile kısmen destekler. Zira  acı çeken insanın yüzünü buruşturması ve bunu doğuştan bilmesi, insanın genetik olarak bin yıllardır ACI yı bilerek  doğduğunun bir kanıtı değil mi? Acıyı doğuştan bilen insan varsa, bu aynı zamanda  ACI veren insanların da varlığının kanıtı kadar,ŞİDDETİN kaynağının da insanlık tarihi kadar eski olduğununbir kanıtı şüphesiz.

Bu arada ben hem geçmişte hem de günümüzde fiziksel şiddet kadar, evlerde yaşanılan bir sürü olumsuz durumları da şiddet olarak görüyorum.Örneğin, aile içinde hatta toplumsal hayatta, birinin istemediği bir davranışı inatla yapmak ZORBALIĞIN ta kendisi değil midir?Bu sessiz ve inatla birisini kızdıracağını bilerek yapılan kılıçsız kalkansız  silahsız davranışlar da, en az birisine silah sıkmak kadar planlı bir kötülük yani planlı  bir şiddet değil midir?

Psikoloji tarihinde Francis Galton kalıtsal deha çalışmaları ile  soyarıtımı bilimine katkı sunmuş ve insan neslinin seçilerek iyileştirileceğini ispatlamaya çalışmıştır.Tabi ki buradaki iyileştirme öncelikle insanın zekası ile ilgili elbet.Böyle olsa bile, bu tezi  bilimde ilerleyen yıllarda hayat bulursa, bu da bir tür zorbalık yani şiddet olmaz mı?Sadece istenilen yumurta ve sperm hücrelerinden elde edilen   embriyoların doğmasına müsade edilmesi de  bir tür zorbalık değil mi? Yani teknoloji gelişse bile bilinç seviyelerinde gelişmeyen insan,TEKNOLOJİYİ de kendi türüne karşı  bir tür ŞİDDET ARACI olarak kullanmaya devam edecek gibi  görünüyor.

Sonuç olarak insan bilinç seviyelerinde yükselmedikçe,Mars’ta suyunu kendi üreten teknolojik kentler bile kursa, şiddet  ya sesli yada SESSİZ zorbalıklar gibi insan hayatında hep olacakbence. İnsan amigdala beyinden artık frontal loblarla düşünmelidir artık.Yoksa yapay zeka insanın kendi türüne karşı bile olabilir.

Bilinç seviyelerinde yükselmeden zekada kapasitesini  yükseltip,teknolojinin çok hızlı gelişmesini sağlayan insanın,  biz bilincine ulaşamadığı sürece, 21 yüzyılda da en büyük düşmanı, yine kendi zihninin ve egosunun manipülasyonları olacak.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.