Tuğba Çeremen :Durma, Bekle…

Öykü

Tuğba Çeremen : Durma, Bekle…

‘Bir varmış bir yokmuş . Evvel zaman içinde …’’ Dedi masalcı.

 Ne çok şey anlatıyor toplasan bir cümle . Durup beklese üç- beş nefes miktarı anlayacaklar . Hem de iliklerine kadar .

Ama masalcı durmuyor . Anlamlı , anlamsız peş peşe diziyor kelimeleri. Düşünme demiyor da döşeme bu diyor. Söylerken öyle neşeli diziyor ki satırları. ‘’  Adettendir, masala çok yakışır ‘’ diye sıkıştırıyor her noktanın peşine .

Dinleyenlerin zihninde çarkıfelek gibi dönüyor cümleler.

Hop !

Başlıyor masal . Bakışlarıyla teşekkür ediyorlar masalcıya . ‘’Bekletmedi , halden anlıyor masalcı’’ der gibi.

Kimi elmanın kırmızısından , kimi derenin şırıltısından, kimi cadının süpürgesinden tutunup dalıyor masala . Doktor randevusuna gidip, bekleme salonunda neredeyse hiç durmadan muayene edilen hasta gibi memnun görünüyorlar.

Altı üstü bir masal .

Hatta masal mevzu değil. Altı üstü bir döşeme. Onu dahi uzatma diyorlar .

Masala dahil olmak beklemekten iyidir sanıyorlar. Konu arabaya dönüşen balkabağı bile olsa. 

Kimse beklemek istemiyor ve o kadar korkuyor .

Masal ilerliyor kendi zaman diliminde . Fakat ilk cümleden epey uzaklaşıyorlar .

Korkmayıp bekleselerdi üç-beş nefes miktarı , ilk cümle başlı başına bir masaldı.

Gerçeği anlatan , halden anlayan bir konusu vardı. Durmak istemedikleri için beklemiyorlar.

Durmaktan hoşlanmadıkları gibi hızla geçen zamana da sitem ediyorlar .

Zamanın bahsi geçince  konuyu kapatmak işlerine geliyor. Kötülüyorlar hatta. ‘’ nankör zaman , hızla akıp gitti yıllar ’’ . Zaman dursa memnun edecek miydi ? Hem zaten beklemek durmak demek miydi ? Bunu bize kim söyledi ?

Mesela çiftçi , atıyor tohumu toprağa bekliyor .

Duruyor mu sandın ?

Su veriyor , rüzgarı kolluyor , toprağını seviyor . Hafızasına gün gün tohumun anılarını not ediyor  . Beklerken , eylemden daha büyük bir eylem başlıyor .

Aşçı mesela , yemeğini ocağa koyup bekliyor pişmesini .

Ateşini açıyor , ateşini kısıyor , tadıyor , karıştırıp eksiğini kontrol ediyor . Kıvamını seyrediyor . Kokusunda dakikaları sayıyor .

Borç ödenmeyi bekliyor örneğin .

Bin gayretle  toplanıyor kuruşlar  .

Hasta şifa bekliyor , ilaçlarını yutarak , çorbasını kaşıklayarak. Kapı kapı derman arayarak . Terleyene kadar bekliyor .

Durmuyor kimse beklerken .

Beklerken kimse durmuyor , gördünüz mü ?

Beklerken her şey bir bir değişiyor .

Durmamak için beklememek sadece bahane oluyor .

Bu yüzden bekleyen elbette biraz yoruluyor.

Kendi masalında yorulan ise başka masalların kıssadan hissesinde dinlenmek istiyor .

Ama biz başa dönüp ilk cümlede uzun uzun bekleyelim .

Döşemenin ilk cümlesini anlayınca hayatımız değişecektir eminim . 

Var olanın yok olacağına , evvel zamanda bize de kontenjan açıldığına artık ikna olalım .

Masalımızın  elması , devesi , perisi , tası , tarağı değişecektir belki kim bilir . İkna olursanız şayet masalımızın son cümlesinde aynı satırı yazfcağız .

Beklemek güzeldir .

Bizi yoran sadece durmak .

 

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.