Demokratikleşen Moda
Duygu Şenol
Çağdaş sanatta olduğu gibi teknolojik ilerlemeler ve kültürel değişimler moda pratiklerini de etkilemiştir. Kıyafetlerin beden imgesini mükemmel gösterme ideali bedeni olduğu gibi tasvir etmekten, modanın dijital medyaya taşınmasına doğru evrilerek günümüz tüketim kültürü alışkanlıklarını da belirlemiştir. Esasen fotoğrafın keşfiyle bir yüzleşmeyi yaşayan sanat ve tasarım dünyası gibi moda da bu dijital medya artefaktı ile bir illüzyon ideası çevresinde izleyici ve tüketicilere doğrudan ulaşabilir olmaya başlamıştır.
Modanın “herkes” e ulaşması ise 1892’de Vogue’un yayın hayatına başlaması, 1943’te Nazi işgali altındaki Paris’ten moda dünyasının bir basın haftası organizasyonu ile New York’a taşınması ile başlamıştır. Rönesans’ın elitist modasından sonra endüstriyel devrimin birbirinin tekrarı ürünlerinden oluşan ikinci moda evresinin ardından artık moda üçüncü bir evre olan hiperrealistik ve simüllatif bir döneme girmiştir. Bunun anlamı yeni medya düzeninin moda yoluyla toplumsal cinsiyet ve kimlik kavramları üzerindeki görevinin görünür hale gelmesidir ki bu da modanın taşıdığı anlamın dijital mobil dolaşım araçlarıyla hızlı bir şekilde toplumun tüm kesimine ulaşmasıdır. Toplumun her kesiminin modaya ulaşabilmesi yeni bir yaklaşımın doğmasına sebep oldu: Demokratikleşen moda. Bu aslında bloglar, web siteleri, instagram, youtube gibi sosyal medya araçlarıyla izleyicilerin doğrudan katılım sağlayabildikleri deneysel bir alan oldu. Dolayısıyla izleyici eskiden sadece izleyici olarak bulunduğu moda dünyasında aktif rol alarak trendleri belirlemeye başladı. Hatta kendi modasını yarattı. Sınırlı bir grubun temsil ettiği moda tarihi sanal ve gerçek arasındaki sınırların belirsizleştiği demokratik bir evreye geçti. Nitekim artık moda gösterileri de anlık olarak yayınlanarak 250 kişilik dar kapsamlı gruplardan tüm dünyaya yayılmaya başladı. Öyle ki 2 boyutlu imajlardan dijital haritalama, hologramlar ve yeni sanal sunum tekniklerinin kullanıldığı yeni görüntülere dönüştü (Görsel 1 ve 2). Artık moda ürünlerinin heyecanları, enerjileri tüketiciye tasarlandığı şekilde ulaşabilir oldu.
En doğru ifade ile artık moda sistemi temelden değişti. Halk ile yüksek moda arasındaki yüksek duvarlar ortadan kalkarak tasarımlar ve stiller her zamankinden daha erişilebilir olmakla kalmıyor, ilhamdan defile sunumlarına kadar tüm hikâye merak eden herkes için şeffaf bir şekilde paylaşılıyor. 2013’te Mercedes-Benz 54. Moda haftasının tamamını kendi web sitesinde Lincoln Center'dan çevrimiçi olarak yayınlanacağını duyuruyor. Moda bloggerları ile seçkin markaların birliktelikleri, Project Runway gibi realiti şovların gerçekleştirilmesiyle modanın tüm katmanları birbiriyle kaynaştırılıyor. 80’li yıllarda ortaya çıkan hızlı moda markaları pek çok moda evini taklit ederek orijinal ürünler ortaya çıkarmasa dahi adeta kaldırımları podyumlara çevirebiliyor. Sokak modası alt kültürlerin moda dünyasını nasıl değiştirdiğini gösteriyor.
Modanın demokratikleşme süreci pek çok evreden geçerek dijitalleşme ile en üst düzeye ulaşmıştır. Bireysel özerklikler, erişilebilirlik ve çeşitlilik demokratikleşen modanın en önemli karakteristiklerinden olmuştur. Modanın demokratikleşmesinde ise en önemli dönüm noktası postmodernizmin etkisiyle popüler kültür ve gençlik kültürünün ortaya çıkmasıyla yaş, cinsiyet ve kültür arasındaki sınırların bulanıklaşması olmuştur. Diğer yandan lüks modaya erişimin de artması modanın demokratikleşmesinde büyük rol oynamıştır. Ancak burada belirtmek gerekir ki sosyal medya ve moda öncüleri vasıtasıyla tüketicilerin moda dünyasında pasif durumdan aktif ve karar verici duruma geçişleri en belirleyici tavır olmuştur.
Modanın kültürel değişime demokratikleşme ile yanıt vermesi ucuz giyim ve atık giysiler, giyim tarzı konusunda halen bazı otoritelerin karar veriyor olması ve bahsedilen tüm örneklerin aslında bir pazarlama aracı olması nedeniyle bir paradoksa da işaret etmektedir. Ancak modanın kendi içinde bu şekilde tutarsızlıkları barındırıyor olması da topluma ayna tutma özelliği nedeniyle şaşırtıcı olmayan bir sonucu doğurmaktadır.
Görsel 1 Ralph Lauren’in 2010 yılında 4 Boyutlu haritalama ile gerçekleştirdiği moda gösterisi
Görsel 2 H&M'in Dünya Geri Dönüşüm Haftası için 3D projeksiyonu
Yeni yorum ekle