Pelin Çelik “ Her şarkı kendi içinde farklı bir duyguyu taşıyor.”

Söyleşi:

Suna Baykam Sapan

Pelin Çelik “ Her şarkı kendi içinde farklı bir duyguyu taşıyor.”

Genç ve tarzını bulmuş kendinden emin müzisyenlerden biri olarak gelecek adına ülkemize Pelin Çelik ne gibi eserler yazacak ve söyleyecek?
Geleceğe dair gerçeklikten kopuk olmayan bir umut taşırım, şarklarımda hangi duygu anlatılırsa anlatılsın bir yerinden umuda rastlarsınız hem bireysel olarak insan, hem de toplumsal olarak insanlık adına.

İstanbul’un değişik atmosferi ve kültürü sizi hangi yönleriyle etkiliyor? Türkiye’nin değişik yerlerindeki etkileşimleri merak ediyor musunuz? Rock kültürünün Anadolu turnesi ile yayılmasına destek verecek misiniz?

İstanbul, kalabalıkların içinde yalnızlığın hissedilebildiği bir şehir, şehrin dokusunda hüzün var gibi. Öte yandan, gecenin karanlığında bile sokaklarında ışıkların tüm canlılığıyla yandığı, sesin hiçbir zaman susmadığı ve hayatın durmadığı bir şehir, bu yönünü çok seviyorum. Tüm bu çeşitli taraflarıyla İstanbul, elbette bu şehirde doğmuş ve büyümüş biri olarak beni ve müziğimi oldukça etkiledi. “Şiir ve Şarkılarla İstanbul” isimli bir belgesel bile çekmiştim. 
Yalnızca İstanbul’dan değil, Türkiye’nin hatta dünyanın değişik şehirlerindeki müzisyenlerle de çaldım, bu etkileşimleri takip ediyor ve seviyorum. Kendimi dünya insanı gibi görüyorum. Türkiye dışında doğan rock müziği kendi topraklarımızda doğan ezgilerle birleştirmem de belki bundan, bunu söylerken ne kastettiğim ilerleyen zamanlardaki duyacağınız şarkılarımla anlaşılacak. Günü geldiğinde, müziğimi Anadolu’nun farklı yerlerinde, Türkiye’nin her bölgesinde ve dünyanın hiç gitmediğim kentlerinde dahi icra etmeyi elbette çok istiyorum.

Sahneye çıktığınızda sanatı ve müziği hangi duygular ile yaşıyor ve aktarıyorsunuz?
Her şarkı kendi içinde farklı bir duyguyu taşıyor. Bu yüzden sahneye çıktığımda şarkıları çalıp seslendirirken, tek bir duygusal yaşantıdan bahsedemem. Yalnız coşku duygusu sahnede hiç terk etmiyor; seyirciyle, dinleyiciyle birlik olmanın coşkusu bu.

Klip aşamasına gelindiğinde heyecan ve emeğin karışımından doğan stresli günlerdeki stüdyo çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Soruda da özetlediğiniz gibi heyecanla ve mutlulukla dolup taştığım ama aynı zamanda da stresli olduğum günlerimiz geçiyor stüdyoda. Düzenleme yaptığımız prova aşamalarında daha rahatız, tüm müzikal yaratıcılığımızı masaya koyarak şarkıya son biçimini vermeye çalışıyoruz. Bu aşama tamamlandıktan sonra kayıt yapmak amacıyla tekrar stüdyoya girdiğimizde biraz daha gergin olabiliyoruz çünkü herkes, hepimiz hatasız bir performans sergilemek, en iyi şekilde çalmak, söylemek istiyoruz. 

Dünyada örnek aldığınız, size ilham veren hangi sanatçıları beğenirsiniz?
Bana ilham veren sayısız sanatçı vardır. Beni (ve aslında tüm müzisyenleri) birbirinden farklı sayısız türde çiçeğin dikildiği bir bahçe gibi düşünün. Aklıma ilk gelenler ise Scorpions ve Joan Baez.

Şarkılarınızın sözünü kendinizin yazdığını biliyoruz. Zor olmuyor mu? Nota bilginiz o kadar kalplere işliyor ki merak ile yeni şarkılarınızı bekliyoruz. Bize verebileceğiniz sürpriz bir haber var mı yeni çalışmalarınızdan?
Kendi şarkılarımı yazmak zor olmuyor çünkü bunu zorlayarak yapmıyorum, öylece geliveriyor. Bazen de yazmaya ihtiyaç duyuyorum. Şarkılarımı yalnızca akustik gitar üzerine söyleyerek yazdığım için, orkestra düzenlemesini yaparken duyguyu korumak için çabaladığımızdan o aşamada daha çok zorlanıyorum. Bir de bazen tek bir kelime ya da satır eksik kalıyor, o boşluğu mükemmel şekilde doldurmak için zihnimi zorluyorum. Şu ana kadar yayımlanmış şarkılarım buzdağının görünen yüzü desem yeridir. Asıl anlatacaklarım yoldalar, rock şarkılarımın yanı sıra farklı türlerde de üretimlerim var, bu da sürpriz haberimiz olsun. Umarım en kısa zamanda sizlerle paylaşabilirim.

Zaman yolculuğu olsaydı müziğinizi hangi çağda ve hangi ülkede yaşayıp söylemek isterdiniz?
80’lerde Rock müziğin zirve yaptığı Amerika’da müzik yapmak isterdim, tüm o hayran olduğum gruplarla birlikte.

Birçok örnek Rock Star’ın da bulunduğu dünyamızda geçmişe dönme isteği de olsa yeni notalar durmadan yazılıyor. Size göre bu yarışın anlamı sözler, gündemdeki olaylar ve dünya konuları mı olmalı yoksa duygusal bir aşk veya bir kadın bakış açısı mı?
Bence her ikisi de olmalı. İnsan bireysel olduğu kadar toplumsal da bir varlıktır, bir yönü ele alınıp diğeri dışlanamaz.

Sanatınızı şekillendiren unsurlardan tarzınızı belirleyen unsurlar nelerdir?
Benim yaptığım ve yapacağım müzikte duygu, derinlik, emek, dile getirilmemiş hikâyeler ve çoklu anlam temel unsurlardandır. Bana göre tüm bunlar kaliteyi oluşturuyor ve ben bunların en dorukta olarak ancak Rock müzikte var olabileceğini biliyorum, bu yüzden tarzım bu yönde gelişti.

Sizi eğlendiren kültürel etkinlikler hangileridir? Sosyal bir meslek seçmişsiniz. Merak ettim. 
Katılmaktan çok keyif aldığım çok çeşitli etkinlikler vardır aslında ama kültürel anlamda tahmin edebileceğiniz gibi başta konsere, tiyatroya ve müzikallere gitmek. 

Notalar ile aranızdaki dünyadan bahseder misiniz?
O dünyaları kelimelerle anlatmak pek mümkün değil sanırım, zaten müzik de bunun için var. Notalar, duyguların içinde barındıkları dünyaların kelimeleri haline geliyor. 

Nerede ilham gelince şarkı sözü yazarsınız? Bize birkaç ipucu verir misiniz? Deniz mi, dağ mı yoksa evinizde loş bir ışıkta mı?
Hepsi. İlhamın nerede ve ne zaman geleceği hiç belli olmaz, yaşadıklarınızla, size kimin ne yaşattığıyla ilgili biraz. Bazen bir fikir ansızın zihninize bir şimşek gibi çakar, ama her şekilde elinize gitarınızla oturup üzerine düşünmenizi, ter dökmenizi bekler. İlham perisi emek vermeyenlerin kapısına uğramaz, kulağına fısıldamaz. Emek verenlere ise cömert davranır, tarifsiz bir akışla yalnızca birkaç dakika içinde tamamlanan şarkılar onun için gösterdiğiniz çabanın karşılığı, verdiğiniz emeğin mükâfatıdır.

Sanat evrenseldir diyerek soruların sonuna gelirken dünyadaki karanlık olan tarafları sanatın iyileştirebildiğine inananlardan mısınız?
Karanlıktan ne anladığımıza bağlı. Sanat, insanın içindeki karanlıkları şüphesiz ki aydınlatır. Dünya gerçeğindeki karanlık tarafları aydınlatabilmek için ise sanatın yanında, tüm alanlarda somut ve sistematik bir mücadele, kötülüğe karşı bir iyilik hareketi gerekir. Zorbatv.dergi'ye teşekkür ediyorum sayfalarını sanata ve sanatçıya açtığı için.