Aylin Diler
Cesaretli olmak yetenek işidir.
Söyleşi: Gamze Karaoğlan
Zeka, iş yerinde başarı için önemli bir beceridir. Duygusal zeka da buna dahildir. Öz farkındalığı, öz düzenlemeyi, sosyal farkındalığı ve ilişkili yönetimini kapsayıp gelişmiş liderliğe, ekip çalışmasına ve karar vermeye yol açar. Tüm bunları göz önüne alan araştırmacı yazar ve İK Uzmanı Aylin Diler ile, Gülüş Türkmen’le ortak yazarı oldukları kitapları “ Zeka nedir? Nasıl Yönetilir?” üzerine konuştuk.
Ülkemizde bu alanda yazılmış çok kitap var mı? Yazma ihtiyacınız bu boşluğu doldurmak amaçlı mı ortaya çıktı? Yoksa var olanlara bir eleştiri mi bizi kitapta bekleyen?
Bu kitapta öncelikle başka hiçbir Türkçe kaynakta bulamayacağınız detaylı bir zekâ tanımı bulunuyor. Üstün Zekalıları Eğitmek , Üstün Zekalı insanların Yeteneklerini keşfetmek adına çeşitli yayınlar mevcut fakat Zekayı Yönetebilme konusunda böyle bir kitap ülkemizde yok. Bu yönetme / Yönetebilme fikrindeki boşluğu doldurmak adına yazılan eleştiri mahiyeti taşımayan bir kitap sizleri bekliyor.
Bu kitabı kimler okumalı? Hedef kitleniz sadece şirket çalışanları ve yöneticiler mi? Yoksa kurumsal olmayan çalışma ortamlarına sahip kişilerin de kitabı okuduklarında istedikleri farkındalığa ulaşabileceklerini söyleyebilir miyiz?
Bu kitap, gerçek zekanın ne olduğunu öğrenmek, işyerindeki yetenekli personeli fark edip ona yol açmak isteyenler için yazıldı. Lakin kurumsal olmayan bir çalışma ortamlarına sahip kişilerin bu kitabı okuduktan sonra nerede ve hangi dönemde yaşadıkları, işyerlerinin yerel mi yoksa uluslararası mı olduğu, ellerinde ki potansiyeli fark edip edemeyecekleri ve bu potansiyellerinden verim alıp alamayacağınızı belirleyen en önemli unsurların ne olduğunu öğrenmeleri içinde yazıldı.
Bu kişiler bu kitabı okuduklarında, Zeki insanlara bakışın zannedildiği kadar olumlu olmadığını, Bir taraftan eşitlikçi söylemin konuşulmasını engellediği üstünlük hali, diğer taraftan herkesin özel hissetme ihtiyacına yönelik “çok çeşitli üstünlükler” pazarı, bir yanda zekâyı test etmeyi zorlaştıran bilimsel açıklar, diğer yanda çıplak gözle fark edilemeyen ve mizaç özellikleriyle karıştırılan belirtiler, kişinin kendi mütevazılığına ve özgüvensizliğine eklenen toplumsal engellerin farkındalığına ulaşacaklardır.
Sizce ülkemizde özellikle son yıllarda artış gösteren beyin göçüne var olan şirket ortamlarında üstün yeteneklilerin yeterince değer görmemesi, iyinin değilde vasatın ya da ortalamanın kabul görmesi mi etkili? Kitapta bu davranışta bulunan yöneticiler için tavsiyelerde bulunuyor musunuz?
Türkiye Tarihi ne yazık ki beyin göçü ile yıpranan ülkelerin en başında geliyor. İnsanlar durduk yere göç etmiyorlar…
Çünkü ‘’Geleceklerini iyi görmüyorlar.’’
Dünya’da Kabiliyet / Üstün Yetenek bir havuz gibidir aslında bir yerden başka bir yere gidilebilir ve bu havuzun bir köşesinde yer bulunabilir…
Bakınız, İbni Sina nereli, nerde ölmüş , İmam Gazali nereli, nerede ölmüş? Yani üstün yetenekli kişilerin tarihler boyunca hep göç ettiklerini biliyoruz. Çünkü kendilerini geliştirmek ve değer görmek üzerine insanlar hep göçerler..
Çünkü ‘’Bilim en çok takdir edildiği yere gider.’’
Ülkemizde “Herkes yeteneklidir” eşitlikçi söyleminin altında, parlak zekâya sırtını dönen bir politika var. Başarının fazlasının ayıplandığı bir ülkede ne yazık ki vasat olan ya da ortalama yetenekler kabul görüyor. Çünkü onlar değerlerinin ve duygularının farkında olmayan kişiler. Kendi değerinin farkında olan kişiler, her anlamda hakkettikleri muameleyi görmedikleri zaman göç etme cesareti gösterirler.
Cesaretli olmak yetenek işidir.
Ülkemizde üstün yetenekli personeli istihdam etmeyi beceremediğimiz için boşlukları diğerleri ile kapatıyoruz sadece..
Bu davranışları sergileyen yöneticilere bu kitap ekseninde, Personellerinizi Doğru Görevin Başına Getirme, Bırakın, Gece Gündüz Çalışmalarına izin verme, İnisiyatif Alma ve Karar Verme İmkânı Sunma ,Sezgilerine Kulak Vermesini Teşvik Etme, Sil Baştan Çalışmasına İzin Verme , Şeffaf olma, Potansiyel İstismarını Engellemeleri konusunda önerilerde bulunuyoruz.
Kitapta geçen ‘maden kanaryası sendromu’ nu bize açıklamanızı istesek.
Eskiden kömür madenlerine kafeste kanaryalarla inilirmiş. Kanaryanın ölmesi durumunda işçiler ocakta karbonmonoksit sızıntısı olduğunu anlayıp hızla ocağı terk edermiş. “Maden kanaryası” tabiri bugün mecazi anlamda değişen şartlara dayanamayıp mekânı ilk terk eden kişi için kullanılıyor. Üstün zekalı ve üstün potansiyelli bireyler, birer “maden kanaryası” gibiler: Verim alınamayacak bir projeden ilk çekilen, onlar oluyor. Şirketinizde tehlike arz eden bir durum olduğunda, ortada herkesçe görünen bir sıkıntı olmamasına rağmen ilk bildirim yapan bir üstün potansiyelli oluyor. Ciddiye alınmazsa ortamı terk eden de o oluyor. Üstün potansiyellilerde “hiper hassasiyet” dediğimiz aşırı bir hassasiyet var. Göz göre göre kötüleşen, verimsizleşen koşullarda barınamıyorlar. Onların varlığı ve davranış biçimleri, kurumun gidişatı ile ilgili erken alarm işlevi görüyor.
Çalışanlar ve yöneticiler üzerine düşünüldüğünde gerçek zekanın ne olduğunu, bundan nasıl faydalanabileceğimizin sorularını bu kitapta bulacak mıyız?
Bu kitabımızda bir kişinin bilmeye ve azmetmeye yönelik becerilerinin, duyumsama ve hayal etme becerileri ile etkileşiminin sonucu olarak tanımlanan “zekâ” kavramının ne olduğunu, çeşitlerini ve eskilerin “üstün zekâ” tanımına karşılık bugün bu tanımın ortaya çıkardığı bazı haddini aşan beklentileri ortadan kaldırmak adına “üstün potansiyel” li kişi/ çalışan ne demek soruların cevaplarını bulabilirsiniz.
Kitabın yayınlanmasının üzerinden geçen zamanı düşündüğünüzde geri dönüşler beklentinizi karşıladı mı? Anlaşıldığınızı düşünüyor musunuz?
Kitabın yayınlanmasının üzerinden yaklaşık olarak 10 ay geçti. Büyük bir akademik kitleye ulaşmanın haklı gururu yaşıyoruz. Uzun yıllar üzerinde çalıştığımız bu kaynağın değerinin görüldüğünü ve anlaşıldığını da düşünüyoruz.
Dileğim ülkedeki tüm iyi kurumlar ve kuruluşların bu kaynaktan faydalanması..
Gülüş hanım ve ben tarafımıza gelecek yeni geribildirimler için çok heyecanlıyız..
Söyleşi için ZorbaTVdergi yönetimine ve ekibinize teşekkür ederim.
Biz teşekkür ederiz, aydınlatıcı söyleşi için.
Yeni yorum ekle