Bodrum’da Bastığımız Yer Topraktan Öte Cevher

Kültürel Miras

Bodrum’da Bastığımız Yer Topraktan Öte Cevher

İnci Gürbüzatik

zorbatvTarih yazan en büyük hikâye anlatıcılarından biridir ‘Tarihin Babası’ Herodot. 
Halikarnassos doğumludur ve biz Bodrumlular ona haklı olarak hemşerimiz diyoruz. Yüzyıllar önce de yaşamış olsa bizler gibi bu toprakların insanı, bizlerden biridir çünkü. Ona ‘Tarihin Babası’ denmesinin haklı nedenleri var.  Öncelikle anlatı yeteneği, gözlem gücü ve elbette tarihi olayların izini sürüp dokuz ciltten oluşan Historia’ yı yazmış, tarihe notunu düşmüş olması. MÖ. Beşinci yüzyılda yaşayan Herodot, bir yol göstericidir de aynı zamanda. 
Tarihçi Barry S. Strauss Herodot’un orijinal ismi “Historia”, olup dilimize "Tarihler" olarak çevrilen kitabı hakkında şöyle diyor,
“Yunanistan'dan İran'a, Mısır'ın kumlarından İskit bozkırlarına ve Lidya nehirlerinden Sparta' nın kuru tepelerine kadar insan meseleleri üzerine araştırma yapmak için Doğu Akdeniz'i ve ötesini gezdi. "Araştırma" kelimesinin Yunancası, "tarih" kelimemizin geldiği historiadır... Herodot büyük bir tarihçidir. Modern bilimin ölçütlerine göre değerlendirildiğinde, çalışmaları çok iyi sonuç verir. Ama o bir tarihçiden daha fazlasıdır.” 
Gerçekten de Herodot’un ve Halikarnassos’ un bilinenden çok daha fazlası olduğunu, 2-4 Kasım2022  tarihleri arasında Bodrum Belediyesinin, Muğla Sıtkı Koçman, İstanbul Üniversitesi ve H3 Akademi işbirliğiyle düzenlediği Uluslararası Bodrum Çalıştay’ ında Dünya’nın pek çok ülkesinden gelen Herodot’ araştırmacılarının bildirilerden anlamak mümkün oldu.
Herodot’un yaşadığı M.Ö. Beşinci yüz yılın Halikarnassos’ unda, o zamanlar tek adam rejimi olarak tanımlanan Tiran’lık yönetimi var. Karya kraliçesi Artemisia’nın torunu 1.Lygda özgürlükleri kısıtlayınca Herodot’un amcası devrimci bir ruhla baş kaldırmış ve sonuçta öldürülmüş. Herodot’un da bu olaydan nasibini aldığını Halikarnassos’ dan Samos adasına sürüldüğünü biliyoruz. Sonrasındaki keşif yolculukları ve yazdıklarıyla kesinlikle tarihin seyrini değiştirdiğini de. zorbatv
Yazdığı kitaplar yaşadığı dönemin bir belgeseli sanki. Öylesine bilgi yüklü. Pek çok tarihi gerçek, etnografik, kültürel, yaşamsal deneyim, gözlem eski geleneklerin, siyasetin, coğrafyanın ve çeşitli kültür çatışmalarının bir kaydı olarak ortaya çıkıyor. Yazdığı kitaplarda kadınlara çok az yer vermiş ama anlattığında da kadınların ne kadar dik duruşlu ve kimlikli olduklarını anlatmış. Tarihin ilk kadın amirali Artemisia’yı ve kocaları oğulları katledilip kaçırılan ve eş edilen kadınların nasıl ibretlik bir eylem yaptıklarını anlattıklarından biliyoruz. Historia, daha pek çok ilginç tarihi olayı anlatıyor. Ben çalıştayda Historia ile ilgili bildiri sunan değerli Herodot uzmanlarını dinlerken, akıl çelen notlar aldım. Bazı öyküleri deşip araştırmaya karar verdim. Bu merak bir kıvılcım işte Herodot’tan bu günlere yansıyan.
Herodot ‘Historia’ kitabında her ne kadar savaşları anlatsa da, bu eser yalnızca bir tarih kitabı olmanın ötesinde, çeşitli ulus ve ülkeler üstüne, efsaneyle karışık coğrafi ve sosyolojik bilgiler veren bir hazine aslında. Mitoloji ile iç içedir çünkü tarih bu topraklarda. Truva savaşı sözgelişi, Kar ülkesine çok etki etmiş. Leleg’lerin Truva savaşı sırasında buralara göç ettiği gerçeği masal gibi anlatıldı. Çalıştay’ da pek çok şey anlatıldı daha önce duyup bilmediğimiz. İşte onlardan birkaçı: “Herodot’un Eserinde Küresel Tarih Yazıcılığı imgeleri, Herodot ve Akhaimenes-Pers Dünyasına bakış-Bazı Düşünceler- Kehanetler Dönemi ve Herodot’un ‘Tarihler’ Eserinin Düzeni- Her Şey burada başladı, Herodot ve Yakın Doğu’nun Anlatımı- Herodot’ta Savaş ve Cesaret-Herodot’un Kambyses anlatımında Pindar Esintili Oklar: Psammos: Sadece Bir Kum Fırtınası mı ya da bir isyan Mı?- Herodot’un Eserinde Tanrılar ve İnsanlar Arasında Karar verme- Herodot’ta Kehanet Merkezleri- M.Ö 5.YY’da Grek Dünyasında Krallık, Güç ve Siyaset- Herodot ve Foça- Artemisia ve Halikarnassos- Ele geçirmenin Anlatımı ve Direnişin Anlatılması: Herodot(3.1-16) Herodot ve Lelegler” 2-3-4 Kasım tarihleri arasında süren Bodrum Herodot Çalıştayında ele alınan anlatılan son derece önemli konulardan yalnızca bazıları bunlar.
Gerçekten de başına onca iş gelmese hep özlemini çektiği Halikarnassos’ dan sürülmese bütün o gezileri yapamayacak, belki de dokuz cildi bulan ‘Historia’ yı yazamayacaktı Herodot. “Karya topraklarının Çocuğu” olarak tanımlandı hep. “Karya’lı ama Karya’yı çok da yazmamış” türünden eleştiriler var hakkında. Hatta başka ciddi eleştiriler de yapılmış hem yaşadığı dönemde hem de sonrasında. Hatta, hala onunla ilgili karşıt görüşler olduğu söyleniyor onu araştırıp inceleyenler arasında.
Bodrum’da 2-4 Kasım 2022 tarihleri arasında ilk kez düzenlenen bu uluslararası Çalıştay, pek çok Herodot araştırmacısını onun doğduğu, yaşadığı topraklarda bir araya getirdi.  Gelecekteki çalışmalara ışık tutan tartışmalar, fikir, bilgi alışverişleri ve yaratılan sinerji çok umut verici.
Herodot hemşerimizin M.Ö.5.YY da yazdığı ve bugün 2022 yılında Bodrum’da insanlığa ulaşan bu bilgiler gerçekten bir kıvılcım çakışı işte. Hümanizma’nın kendisini hissettirdiği her eser, anlatı konunun araştırmacıları ve dinleyici olan benim gibi meraklılar ve her şeyden önemlisi Bodrum’un tanıtımı için çok değerli. Bodrum yarımadasının topraklarından tarih ve bilgi, belge fışkırdığını unutmayalım. 
Historia, tarih sözcüğü ilk Herodot’un kitabında sözcük olarak karşımıza çıkıyor. Çağına ait çok değerli bilgiler veren Historia okunması gereken bir kaynak kitap. Bu kitabın bugün batı üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulduğunu da öğrenmek gerçekten benim için düşündürücü oldu. Tarihi anlamak için neden bu denli geciktiğimizi, sunulan bildirilerden öğrendim. Historia’nın topraklarımızda ne kadar geç bilindiğini, Herodot’un ne kadar geç tanındığını da. Burada Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın ne denli önemli bir çalışma yapıp tanıtım uğraşı verdiğini anlayıp takdir etmemek mümkün değil. Ne kadar öngörülü bir insan Bodrum için ne büyük bir şans.  Hasan Ali Yücel’in çeviri komisyonu kurarak klasik eserleri, Yunan klasiklerini çevirtme çabalarının önemini görüyoruz. Herodot ilk kez 1730 yılında Mahmut Efendi’nin yazdığı bir kitapta anlatılıyor. Ülkemizde tanınmaya başlaması da 20.YY’ın ilk yarısı. Ne kadar geç. Herodot Tarihi ilk basımının 1941-1943 tarihleri arasında olması nasıl da şaşırtıcı.
Lelegler ah lelegler!
Bu günkü Bodrum’un tam göbeğinde yüksek yüksek tepelerde konumlanmış Pedesa antik kenti topraklarında bir hazine gizliyor. Kazıları büyük bir heyecanla sürüyor. Yine pek çok yerde olduğu gibi arkeolojik kazıların yaşadığı destek ve para ile ilgili sorunlar keşke Pedesa’da da yaşanmasa. İç surları olan tepe yerleşmelerinin her biri, bir sığınma kalesi sanki. “Halikarnassos yarımadası aslında Leleg yarımadasıdır” diyenler var. Ne kadar da haklılar. 

zorbatv


Bodrum Uluslararası Herodot Çalıştayında Pedesa’ daki Çiftlik evleri olarak tanımlanan yerleşimler anlatılmaya başlanıp da görsellerini izlediğimde ‘Bodrum sen ne Bodrum’ muşsun?’ dedim kendi kendime. “Ben de seni yaptığım onca araştırma, inceleme, keşif sonrasında bildiğimi sanırdım, meğer bildiklerim bir buz dağının görünen kısmı kadarmış. Hakkında hiçbir şey bilmiyormuşum.’ 
İçim acıdı. Nasıl bir toprakta yaşadığımızın farkında olmayanları düşünüp içlendim. Yaşadığı yerin, kentin, bölgenin değerinin, öneminin, tarihinin farkında olanlarla, olmayanların ya da görmezden gelenlerin, doğaya, insana, çevreye, canlılara saygılarını yitirmişlerin bir arada, iç içe yaşadığı bir yarımada burası. Hem hayali hem de gerçek masalsı bir yer Bodrum. Gerçeği gizlisinde saklı, hala keşif bekleyen, topraktan öte bir cevherin üzerinde yaşıyoruz. Bir zamanalar Mauseleon’ u ilk kez gören bir din adamının ona “Orada, bir Pırlanta gibi parlıyordu” demesi hiç de abartı değil. Pırlanta’ mız olan hala parlayan Bodrum’da sadece Pedesa’da yüzden fazla kazılmayı bekleyen tümülüs olduğunu duymak şaşırmak için yeterle değil mi? Karya’nın sur duvarlarını yüzlerce yıl önce köleleştirilen Leleg’ lerin yaptığı gerçeği ve onca zaman sonra 2022’de o surların ayağa kaldırılması, yolların açılması, Bodrum’u, gözümüzde daha değerli kılmak için yetmez mi? 
Yalnızca Pedesa mı? Değil elbet, Bodrum yarımadasında binlerce yerleşim, halklar, tarihi kalıntılar, tapınaklar, teras evler, lahitler, mezarlar, mozaikler, toprak altında daha nice heykeller, kim bilir neler neler var?
Kuru kuru, “Bodrum’u seviyorum” diyenlerin çoğunun Bodrum’u magazin basına malzeme yapması, gündeme öyle getirmesi Bodrum’u kültürel, tarihi, etnografik ve yetiştirdiği değerleriyle anmaması çok üzücü. Bodrum toprakları, ayaklarımızın altında bir cevher aslında, farkında olmak için bakmak değil görmek gerek. Başka Bodrum yok zira.
Herodot çalıştayını çok önemsedim. Halikarnassos’ lu Herodot’un doğduğu, yaşadığı, sürgün serüvenleri yaşadığı Bodrum’da uluslararası düzeyde, Dünya çapında bir Herodot Kültür Merkezi kurulacak olmasının haberi çok sevindirici. Umarım gerçekleşir ve Bodrum, artık bundan böyle, magazin haberleriyle değil de, bir Dünya kültür kenti olarak yetiştirdiği değerleriyle tanınır, bilinir. 
10 Kasım, 2022-Bodrum

Yorum

Konuk (doğrulanmamış) Sa, 15 Kasım 2022 - 21:12

Inci hanım ne güzel anlamışsınız. Tarihin babası bu topraklarda doğmuş ve bunu reddedenlerin varlığı üzüntü veriyor. Avrupa köklerini Anadoluda ararken biz reddi mirasla övünüyoruz . Kaleminize sağlık

Kadir Vargı (doğrulanmamış) Çar, 16 Kasım 2022 - 15:45

Muhteşem bir yorum

Meltem Uysal R… (doğrulanmamış) Pa, 20 Kasım 2022 - 11:43

Çok etkileyici bir metin. Heredot'u okuma isteği uyandırdı bende. Çok teşekkürler...

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.