Moda Tasarımında Post-modern İfadeler

Moda

Modanın göstergeler bütünü olması ona önemli bir temsil gücü kazandırır. Bu sebeple modayı sadece fiziksel anlamda bazı işlevsel kaidelere oturtmak haksızlık olur. Metaforik dile sahip bu olgu Mary Antoinette’ten beri öyle çok şey anlatmıştır ki, felsefesi ve teorileri ile her dönem tartışılagelmiş, zaman zaman bir aidiyet zaman zaman ayrışmayı ifade eden politik bir duruş ortaya koymuştur. Aslında bu duruşun kaynağı giydiğimiz her kıyafetle, kullandığımız her aksesuar vasıtasıyla bir diğeriyle kurduğumuz ilişki, iletişimdir. Bu yazılı olmayan, sessiz iletişim ifade gücünü yakın döneme kadar etnik, kültürel, ekonomik, siyasi mutlak sembollerden alarak korumaktayken, bugün yerini bir orjine ihtiyaç duymayan anlamlara bırakmıştır. 

Modanın modernliği kendini gerçekleştirme biçimi bakımından totolijik bir durumdur. Bu durum değişimin değişmezliğinin anlatımıdır. Ancak modernizm içerisinde değerlendirilen moda aslında sanatta olduğu gibi kendine has bir temsiliyet sunar. Öyle ki moda göstergeleriyle oluşturulan dil, kişinin alt kimliğinden kamusal alanda ifadesine kadar belirli –standart- anlamları iletir - iletirdi!-. Zenci bir bireyin kullandığı zincir aksesuarı köleliğe yapılan bir başkaldırı iken kravat aynı bireyde ciddiyet ve güvenirliğin göstergesi, punk modası punk yaşam biçiminin iletisiydi. Her giysinin bir anlam ve ifade biçimi olması önemlidir. Modernizmde moda derken, tarihsel süreçte kültürel, etnik ve/veya dinsel anlamda belirlenmiş tercihler ve semboller yoluyla değişmeyen belirli kodlarının istikrarlı ifade biçimlerinden söz etmiş oluruz. Ancak modernizmin sanatta sıkı sıkıya sahiplenildiği dönemleri ıskalamayan moda bu sosyolojik kodlar içinde sıkışmamış adeta geleceği öngörerek sanatçılarla işbirlikleriyle yeni ifade biçimlerini tanımaya ve kullanmaya çalışmıştır. 

Böylece artık moda tasarımı dikiş, kalıp gibi ustalık gerektiren dönemlerden eserlerin yaratıldığı estetik bir döneme geçmiştir. Dali ve Schapiarelli, Warhol ve Yves Saint Laurent, Mondrian ve Yves Saint Laurent işbirlikleri modernizmin moda tasarımında yansımalarına aracılık etmiştir (Görsel 1).

zorbatv.dergi Ancak yine de giysiler giysidir. Her biri gerektiğinde kol, yaka, paça ve benzeri parçaları barındırmalıdır ve kumaştan oluşmalıdır. Nitekim moda ve pek çok üründeki modernizm izdüşümlerini dönemin reklamlarında da fark ederiz. 1900’lü yılların ilk çeyreğinde reklamlar ürünün özelliklerine odaklanır. Bu ürün işinin en iyisini yapar. En çok ısıtan kazak, en ince çorap, ipek dökümlü gömlek ve dahası. Reklamlar vaatlerini kalıcı değerler ve istikrarlı bir kimlik çerçevesinde oluşturdukları retoriklerle sunardı. Bu 1900’lerin başındaki bir idolleştirmeye işaret ederken, daha sonraki çeyrek yüzyılda ise soyut ve sembolik değerlerin vurgulandığı bir ikonolojik modernizmden bahsedebiliriz. 20. yüzyılın ortasına değin devam eden bu değerler bütünü yani sanatta ve modada evrensellik ve akılcılık zamanla yerini hem tepkisel hem de doğal bir süreç olan yeni bir döneme bıraktı. Bu dönem hem modernizmden beslendi hem ona karşı çıktı, eleştirdi; zaman zaman ona öykünürken zaman zaman onunla eğlendi. 

Postmodernizm kavramı ile ilk defa felsefeci ve edebiyat teorisyeni Lyotard’ın “Postmodern Durum” adlı eserinde ortaya koyduğu postendüstriyel süreçteki bilginin durumunu incelediği eserinde karşılaşırız. Lyotard farklılık ve isteklerin farkındalığına odaklanılan bir dönemden bahseder. Akıl ve hayal gücü artık doğruyu bulmak için kullanılmamaktadır. Peki, bu derin toplumsal değişim modada kendine nasıl bir ifade yolu bulmuştur?

Modernizmin aşırılık ve bireyselleşmeye dönüştüğü postmodernizm dönemi 70’li yıllardan itibaren moda tasarımında diğer sanat dallarında olduğu gibi bir temsil krizinin doğuşuyla hissedilmeye başlamıştır. Çünkü artık modernizmdeki moda ürünlerinin temsil ettiği anlamlar kesinliklerini yitirmiş, temsil eden ile temsil edilen arasındaki bağ artık öngörülemez ve güvensiz olmuştur. Zamanla giyim, sosyal hiyerarşik özelliğini de yitirmeye başladı. Hatta insan bedeni artık eskiden yaptığı şeyi yapmıyor, bir ahlaki unsur olmaktan dahi uzaklaşıyor, çünkü onları barındıran sosyal yapı ve değerler değişiyordu. Dolayısıyla farklılığın ve değişkenliğin bu denli vurgulandığı üstanlatıdan yoksun bu eğilim “postmodern bir anlam krizine” de yol açtı. Diğer yandan postmodern ifade yöntemleri arasında yer alan pastiş, moda tasarımında belki de en kolay yer edinen uygulama oldu. İlk defa Yves Saint Laurent’in Piet Mondran’a saygı isimi koleksiyonunda (Görsel 2) bu durumla karşılaştık.

zorbatv.dergi

Sonraları Rus tasarımcılar Alexandra Zaharova & Ilya Plotnikov’un şehirli moda düşkünleriyle alay ettiği kâğıttan giysi tasarımları da postmodern bir yaklaşımla alaycı bir üslupla oluşturulan eserler arasında yerini aldı. Postmodernizmin modanın gündemine yerleşen en önemli ifade biçimlerinden bir tanesi de yapı bozum ve brikolaj oldu. Modernizmin aşırı üretimine kişiselleştirme temelli bir yanıt olan ve bitmiş seri üretim konfeksiyon ve aksesuarlardan yeni anlam ve amaçlara sahip tasarımların oluşturulduğu bu yöntemler modanın gündeminde hızla yerini aldı. Postmodernizmde temsiliyetin değişkenliği beden giysi ilişkisi ve giysinin fonksiyonları Rei Kawakubo, Vivienne Westwood, Alexander McQueen, Yohji Yamamoto (Görsel 3 ve 4) gibi çağın önemli moda tasarımcıları tarafından sorgulanmış, bitmemiş giysiler, formal tasarımlar, kumaş dışı malzemeler, giysi parçalarının yeniden farklı görevlerle düzenlemeleri gibi yaklaşımlarla günümüz postmodern modası yaratılmıştır.

zorbatv.dergi

Postmodernizm gelenek, kültür, inanç gibi normlara tasarımlardaki renk, form, dikiş, malzeme ve aksesuarlara farklı kodlar yükleyerek algıları kıran, adeta modernizme bir başkaldırıdır. Buna rağmen modernizmin modasından postmodernist modayı keskin çizgilerle ayırmak mümkün değildir. Postmodern olarak nitelendirdiğimiz moda koleksiyonlarının bazı değişmez semboller barındırdığı dikkat çekmektedir. Zaman zaman politik atıflar, çevresel duyarlılıklar içeren ve toplumsal olarak bilinçlenmeyi hedefleyen moda koleksiyonları başlangıçta postmodern olarak tanımlansa da anlamların işleyişi bakımından modern olarak kabul edilebilir (Hussein Chalayan, 2000, Afterwords vb.). Bütün bu kavramsal geçişler dışında postmodernizmin moda tasarımına özgür yaratım açısından oldukça önemli katkıları olmuştur. Tasarımcının kendini ifade edebilmesinin önü açılmış, dolayısıyla özgün eserler tüketicilerle buluşmuştur. Bireyselleşmenin getirdiği çeşitlilik ihtiyacı sokak stilinin oluşmasını sağlayarak kişilerin kendi eserleri ile kişiliklerini ifade etme aracı bulabilmelerini sağlamıştır. 
 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.