Siz de Eleştiremediklerimizden misiniz!
Esra Bölgen
Nasıl gelenekler, kültürler farklıysa en belirgin milletsel farklılığımız, eleştiri eşittir hakaret algısı bence. O yüzden de sanat ve dallarında eleştiri bir tür ip üstünde yürümeye benziyor. Bu alana gelinceye kadar sanırim kat etmemiz gereken çok yol var. Önce eleştiriyi 'ne için, kime, nerede' yapacağımızı bilmekle başlamalıyız belki.
Ama düşünüyorum da çok da suçumuz yok...
Bize öğretileni devam ettiriyoruz bir şekilde.
Meselâ çocuklarımıza 'sadece' kızdığımız zaman eleştirisel davranıyorsak bir çocuk
eleştiriyi nasıl güzel algılayabilir ki?
Ya da bir öğretmen sınıfta davranışını düzeltmek istediği öğrenciyi arkadaşlarının yanında kızarak eleştirdiğinde o öğrencinin bu kavramla barışmasını nasıl bekleyebiliriz?
Peki karı-kocanın birbirlerine öfkeliyken içlerinde tuttuğu, geriye attığı, kusur olarak gördüklerini eleştiri başlığı altında bombardıman seklinde sunması mı bizde farkındalığa yol açacak?
Ya da insanlar dedikodu yapma dürtüsünü eleştiri kelimesini kullanarak tatmin edince mi barışacağız eleştiri kavramıyla?
Mesleksel eleştiriler peki?
Bir düşünün kaçımız yaptığımiz işde yapıcı, bizi bir üste taşıyacak, daha iyi olmamıza neden olacak eleştiriyle karşılaştık acaba?
Çoğumuz eksik hissetmişizdir hatta.
Bizde eleştiri, 'yapabileceklerimizi' göstermek için değil 'yapamadıklarımızı' yüzümüze vurmak ve hatta buna inandırmak için kullanılıyor. Sonra da bundan verimli bir sonuç bekleniyor.
Kimse son zamanlarda yayinlanan usta oyuncu Haldun Dormen'in belgeselinde izlediğim gibi 'yaparsin şekerim' demiyor.
Aksine 'yapamazsın şekerim(!)' deniyor.
Şöyle bakiyorum da sosyal medya sayesinde birçok hayatı görme, dahası o hayatlarin içine girme şansımız var.
Sinema sanatçıları, tiyatrocular, yazarlar, müzisyenler, ressamlar, şairler...
Neredeyse bu hayatları, yapilan işleri takip eden herkes birer profesyonel eleştirmene dönüşmüş durumda.
İşte böyle durumlarda daha çok sorguluyor insan 'bu kavram nedir?'diye.
Yapamadığını söylemek mi?
Yoksa neyden hoşlanmadığını belirtmek mi?
Bir de diğer taraftan bakalım. Yani bu işi meslek olarak yapıp, hakkıni verenlerin gözünden...
Acaba kaçı toplumda açık bir yara gibi duran bu konuda rahatça ve özgürce dile getirmişlerdir fikirlerini?
Ya da getiriyorlarsa bile kaçı her sözü 'yaralarına tuz basmak' gibi algılayanlarda farkindalik yaratabilmiştir?
Bence hepimizin içinde birer sanatçı gizli.
Bence hepimizin çok iyi yapabileceği bir şey var.
Bu resim olabilir, yazı olabilir, enstrüman çalmak olabilir, şiir yazmak ya da şarkı söylemek olabilir.
Ama öyle korkuyoruz ki eleştirilmekten neleri iyi yapabileceğimizi bile keşfetmek istemiyoruz.
Haa bir de; bir şeyde iyiysek dünya çapında olmamız gerekiyormuş gibi 'ya hep ya hiç' diyor, o işi yapabilmenin en büyük başarı olduğunu atlayarak kendimizi öğrenmeden tamamlıyoruz ömrümüzü.
Önce kendimizi, sonra bu algıyı
değiştirebilirsek belki 'sanatta eleştirmek' aşamasina geçebiliriz.
Belki o zaman gönül kırıcı bir tavırdan; yapıcı, amacı olan bir eyleme dönüşür.
Çünkü eleştirmek daha iyiyi hedefler.
Yol kesmeyi değil.
Eleştirilmek de 'iyicil' bir eylemdir.
Hakaret değil.
Yorum
Çok doğru bir tespit,ne…
Çok doğru bir tespit,ne yazık ki yapıcı eleştiriler için yolumuzun çok uzun olduğunu düşünüyorum 👏👏👏👌
İşte tam da yazınızda…
İşte tam da yazınızda bahsettikleriniz gerçek hayatta vuku bulduğu için ' eleştirilmekten hiç hoşlanmıyorum.'
En azından nedenini…
In reply to İşte tam da yazınızda… by Bahar (doğrulanmamış)
En azından nedenini bulmuşsunuz. Kim bilir belki de ilerde çözümü bulursunuz...
eleştiri
Günümüzde insanları eleştirmek olumlu olarak olsa bile onlara yapılan bir hakaret olarak algılanıyor , hele z kuşağı dedikleri zombi kuşağına bir şey söylemek kutsallıklarına saygısızlık olarak görülüyor . Dini bile eleştirmek normalleşti ama z kuşağını asla eleştirmezsiniz.
Siz de Eleştiremediklerimizden misiniz
Harika bir yazı, çok güzel tespitler, her satırına, her kelimesine katılarak alkışlıyorum… çok kişi okusada kendine de çıkarımlarda bulunsa 👍👏💐
Yeni yorum ekle