Cumhuriyet Tükenmeyen Umudumuzdur…

Cumhuriyet Tükenmeyen Umudumuzdur…

Ozancan Dernek

Yüzyıllar boyu varoluş mücadeleleri, insanın olduğu her yerde ve her zaman süreçlerin yansımaları olmuştur.

Bireysel anlamda varlık olma çabası teklikten çıkıp çokluğa evirilen dönüşümü yaşamıştır. Kimi zaman bu dönüşüm sınırlı alanda kalan küçük gruplarla, kimi zaman bireysel mücadeleyle, kimi zaman da belirli bir sınırı olmayan yanı sıra kritik dönemlerde ortaya, birlik olma ve bağımsızlık argümanıyla devrimsel nitelikte olmuştur.

Yokluktan varlığa geçiş sürecini anlayabilmek, kavrayabilmek ve ortaya koyabilmek elbette tükenmişliği iliklerine kadar hisseden toplumun her ferdinin, yok olma gerçeğine karşı geliştirdiği öncelikle “ben” sonrasında “biz” olma isteğidir. Bir varoluş mücadelesidir.

Öyle bir toplum düşünün ki; yüzyıllar boyu birçok coğrafyaya hükmetmiş en geniş sınırlarına ulaşarak en güçlü zamanlarını yaşamış fakat yanlış yönetim stratejileri ve halkın isteklerini karşılayamamanın verdiği dönemin konjonktürel yapısına ayak uyduramamış…

Böyle bir toplum tam da bu noktada bağımsızlığını yitirebilecek, diğer ulusların stratejilerine bağımlı kalacaktır.

Kaderini kabul etmeye zorlanan yapıyla varoluş mücadelesi yüzyıl önce son noktaya ulaşmış ardından sınırları eskisi kadar geniş olmasa da bir ulusun kendisini diğer ulusların yanında var edecek bağımsızlığı ilan edilmiştir. 

Yeniden farklı perspektifte var olan ulus tam anlamıyla millet olma yoluna çıkmış Cumhuriyetin ilanıdır.

29 Ekim sıradan bir günün ilanı değil bireysel bağımsızlıktan milli bağımsızlığa evrilen geçmişin sıkıntılı yanlarını bir kenara bırakan muasır medeniyetler seviyesinde kendini var etme çabası içine giren büyük bir devrimdir.

Öncelikli hedefi geçmişin yanlışını tekrar etmek olmayan, tebaanın artık yöneticilerinden medet ummadığı gerektiğinde kendisinin yönetime katılabildiği, bilime, sanata, felsefeye, hukuka çoğu uluslarda yokken dahi büyük önem verdiği bu devrim yüzyıllar boyu tükenmişliği yaşamış bir toplumun son umudu olmuştur.

Tam yüzyıl önce bir ulusun geleceğe yönelik ortaya koyduğu umut günümüze geldiğimizde içimizde hissettiğimiz umut ile aynıdır.