Onur Çetin Eserlerinden İzlenimler
Özdeksel nitelikten uzaklaştığımızda ruhun uzantısını görmek mümkün olacaktır.İmgeler üzerindeki güç ancak o zaman biçimi alt eder. Onur Çetin, eserlerinde tinsel yapı taşlarının örüntüsünü tuvale aktarırken kendi evrenini izleyiciye açmaktadır. Zaman algısından koparak sonsuzluğa süzülmemizi sağlayan bu eserlerde; dinamizmden doğan bir musiki de vardır. Beş duyuyla algılanamayacak kadar gizli tutulmuş bütünsellik, sanatçının kendi meselesini açık eder.
Eserlerdeki genel izlenim; kitlesel hareketlerdir ancak kitleyi oluşturan unsurlar, “herhangi” diyebileceğimiz bir formda kimliksiz insan siluetleridir. Özü insan olan bu resimleri irdeleyebilmek için ilk önce boyutları ele almak gerekir. Uçsuz bucaksız bir evrende kuşbakışı bir görünüm, insanın ne kadar da küçük olduğunu gözler önüne sererken, bedenlerin birbirinden farksız oluşu da esas olanın görünenden öte oluşunu anlatır.Benlik bilincinden koparıldığında bedenler kimliksizdir. Uzaktan ya da yakından fark etmeksizin “bozuk” bir insan görüntüsü hâkim olan bu eserlerde bozguna uğramış ruhlar vardır. Çünkü herkes hayatının farklı dönemlerinde bir duyguya çarparak örselenir. Kütlesel hacmi olmayan şeylere çarpmak, ruhsal yıkıntılara sebep olur. Bu da biçime yansır. Görünenin aksine baktığımızdahiçbir aynanın gösteremediği bu deformasyonu fark edebiliriz. Bu nedenle Onur Çetin’in eserlerindeki insan formu, içsel meselelerimizi sorgulamamızı sağlar.
Resimlerdeki bütünlüğü oluşturan temel prensibe bakacak olursak, söz konusu olan bu küçük insan kalabalığı, ifadedeki en önemli unsurdur. Burada bir birlik vardır. Hareketler, bir kavim göçünü andırır. Doğumdan ölüme ve hatta ölümden öteye bir yolculuk görülür. Sonsuz bir yolculukta insanın bireyselliğinden ziyade kitlesel hareket bağlamındaki gücün ortaya çıkışı da son derece büyük bir önem taşır.
Işık ve rengin resim sanatında en büyük etken olduğu göz önünde bulundurursak, eserlerdeki dinamizme sağladığı katkı, bireysel süreçlerin yanı sıra toplumsal etkileri de içinde barındırmaktadır. Işık algısının renklerin içerisinden sızan ve kaynağı belirsiz olarak kullanılması dikkat çekmektedir. Sanatçı bu dengeyi özgün bir şekilde kurmuştur. Kimi zaman canlı renklerin arasına soluk fırça darbeleri yerleştirmiştir. Böylece yaşamın ritmik düzenindeki tüm hareketleri renklerle çözümlemiştir.
Yorum
Yazı hakkinda
Güzel torunumm: Yazını zevkle okudum.Yazını biraz daha sade,benim gibi resimden anlamayanların anlayacağı gibi yazmalısın.
Yeni yorum ekle