Sakla Zamanı

Deneme

Sakla Zamanı


Meray Gürsoy

Alfabeler, sabırla başlardı eskiden. A’dan Z’ye doğru bir tamamlanma serüveniydi yaşam. Adımlar, uysal; hareketler, kontrollüydü. Alışılmışın dışına doğru yol alan, ilk kimdi ya da alışmamak, bir seçenek miydi; bilinmez ancak insan, her şeyden evvel belki de ön kabullü bir dönüşüm düzleminin temeliydi. 
İleriye can atarken arkada kalan gözü ise daima tetikteydi. Büyük cevaplardan çok sade soruların önemsendiği ve umulmadık olanın ‘‘gelecek’’le başlayan cümlelerde yer ettiği yıllarda, tutunmanın tanımı farklıydı. Bu; bazen bir amaç, bazen varılacak bir yer, bazen de yaşanacak bir günün inancıydı. 
Zaman içinde kendini daha hızlı tazeleyen ulaşılabilirlikle birlikte durumlara ya da eşyaya yüklenen anlamlar değişti. Anlamlar değişince bekleyişler, romantizmini kaybetti. Özellikle an ve mekân yönünden engelleri eriyen insan; öz güven noktasında ivme kazanıp, sosyal hayat içinde daha belirgin duruma geldi. Böylece insanın kendinde arayıp da bulduğu veya bulamadığı ne varsa imkânlar doğrultusunda ayıklanıp baştan şekillendi. 
Bütün bunlar, birdenbire olmadığı için her dönemde gelişimlerin şahidi olan ancak değişimlere odaklanamayan bir çoğunluk, çarkın dışında yer alırken çarkı zorlayanlar ise çark tarafından yutuldu. 
İşte bu noktada jenerasyonlar üzerinden bir çeşit kategorize etme hareketine gidildi. Herkes, kendine çizilen sınırları genişletecek ve birinin beğenmediğini, bir diğeri mutlaka övecekti. Hani o şarkıda geçen ‘‘siz miydiniz, bizler miydik yorgun düşen kuşaklar’’ sorusu, alınları diyalektik buselerle örtecekti. 
Hayret azalıp doğallık ötekileşmeye başlayınca duygusuzluğun hâkimiyet alanı genişledi. ‘‘Yeni’’ ve ‘‘yenilik’’ algısı; salt teknolojik etkenlerle şekillenip, ‘‘üretilen en yeni robot neyse en yeni doğan da odur’’ denilerek bir Z kuşağı tamlaması oluşturuldu. 
Bu kuşağın üyeleri; genellikle tatmin olmayan, inceliklere karşı kayıtsız, kendi bütünlüğünü hayatın esas parçası sayan ama niyeti de kötü sayılmayan kimseler hâlinde karşılanmaya başlandı. Oysa farkı gösteren, yalnız doğum yılları mıydı? Örneğin gündeliğin algısına yirmi yaşında adapte olamayanların ‘‘nostaljik’’, orta yaşlara gelmiş ancak hayatı boyunca bugünlerin kolaylaştırıcılığını gözlemişlerin ‘‘dinamik’’ şeklinde nitelendirildiği bir çağda, bu sınıflandırmayı nitel mi yoksa nicel olarak mı yapmalıydı? 
Zekî, bilgili ancak hayatını sosyal medya tesirleri doğrultusunda düzenleyen; yetenekli, istekli ancak kolay vazgeçebilen, kültürlü, etkili ancak kestirmeleri emek vermeye tercih eden bir yapının içinde, insanın zihinsel yönden geçirebileceği dönüşümler gözlemlenirken, geriye dönüş arzusunun da aslında ileriye varmaktaki ısrarın bir sonucu olduğu anlaşılıyordu. 
Öyle ki teknoloji ve internet çağının kıskacında yaşı ya da statüsü ne olursa olsun herkes, bir parça Z kuşağıydı. Saptamalar ve kalıplar; dünün sonucu, yarının öngörüsü hâline gelirken herkes, akış yönünü en az tersi kadar sevip benimsiyordu. Bu yüzden yerden yere vuruyor, bu yüzden yerden yere vurduğunu kutsuyordu. 
Dengeleyici bir notaya ulaşmadan, uyumu uyumsuzlukta bulmadan, gözükene odaklı ve derinliğe kayıtsız hâlde çizilen bir çerçeve; ne kadar kusursuz olursa olsun resmi olmadıktan sonra boşluktu. 
İnsan, iyi anlıyor ama anlamak için çabalamıyordu. Belki de sırf bu yüzden mağarasından çıkan insan; onca bilgiye, onca gelişmeye, kazanılmış onca beceriye rağmen zaman zaman yine mağarasına dönmeyi istiyordu. 
Mantığın tutulduğu yerde maneviyata koşuyor fakat oranın da ihmal edilmişliğiyle yüzleşince maddesel ve anlık olan üzerinden dışa vurum türleri geliştiriyordu. Bu yüzden Z kuşağı, aslında hem doğmamış gibi duruyor hem de ezelden beri var oluyordu. Nitekim ayakları yere basan bir zamandan kanatları göğe sığmayan zamana doğru yol alırken yaş da, yaşsızlık da, yaşantı da insandan ve insana dair olandan yeni örneklemler meydana getiriyordu.
 

Yorum

Kevser Cihaner (doğrulanmamış) Çar, 18 Mayıs 2022 - 11:31

Ama çok güzel gülüyorsun. İroninin kendisi gibi akıcı denemelerini okumaktan mutluyum. Yolun açık

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.