Zamanın Tanrıları

Kültürel Miras

Zamanın Tanrıları


Aynur Miraz Yüce

zorbatv


Zaman ölçülebilen bir dönem olarak tanımlanabilir. Bir sürekliliği de üzerinde taşımaktadır. Değişimin, zaman kavramı ile çok önemli bir bağı vardır. Felsefe, zaman kavramına akış, devinim vb. kavramlarla yaklaşmıştır. Değişim mi zamana bağlı yoksa zaman mı değişime bağlı bu çözümlenebilir mi? 

“Zamanın kaybolmuşu yoktur. Yaşanan her şey, müspet, menfi, bizi inşa eder. Yalnız bizi değil, bizden sonraki kuşakları da…
Yaşadıklarımızı anında belki en iyi şekilde inşa edemeyiz. Ama, onları değerlendirdiğimiz vakit; gelecek daha emin olur.
Hayat “gemi”mi bilmiyorum; “gemicilik” olduğu gerçektir. Yaşandıkça ve akılda tutuldukça daha iyi seyrüsefer ederiz.
Herkes kendi talihinin mimarıdır.
Yaşadıkları, anbean insanı oluşturur ve arkasında bıraktıkları, farkına varmadan önüne geçer. Kader, gaipten yazılmaz. İnsan, kaderini kendi yazar.”

Zaman Kaybolmaz kitabının sayfalarında tarihçi- yazar İlber Ortaylı zaman kavramına bu şekilde vurgu yapmıştır. Yaşanılan anların niteliğinin insan yaşamını şekillendirdiğini ve geleceğin de bu niteliklerle inşa edildiğini vurgulamaktadır. 
Antik Yunan mitolojisinden zaman kavramı niceliksel ve niteliksel olarak Kairos ve Kronos isimli iki tanrı ile anlatılmıştır. Kronos niceliksel zamandır, Kairos ise niteliksel. Zamanın değişkenliği ve akıp giden bir özellikte olması göz önünde tutulursa niceliğinden çok niteliği önemlidir. Kronos, Antik Yunan mitolojisinde Zaman Tanrısıdır. Buradaki zaman terimi saatlerin koşarak gösterdiği, akıp giden zaman anlamındadır. Elinde bir orak ile simgelenen Kronos, akıp giden zamanın tıpkı başakları biçen bir orak gibi hayatımızı demetler halinde biçmektedir. Biçilen demetler, yapılan nitelikli işler bizim hayatımızın ürünleri ve özeti gibidir aslında… Hayatımızı bir orak gibi biçen zamanı bizim nasıl değerlendirdiğimiz bu anlamda çok önemlidir. Kairos, Antik Yunan mitolojisinde Fırsat Tanrısı olarak betimlenmiştir. Kairos’un çok hızlı hareket etmesi, omuzlarında ve ayaklarında kanatları olmasına bağlıdır… Başının ön tarafında uzun ve alnına düşen perçemleri vardır.  Ensesinde ve başının arkasında saç yoktur. Kairos’u kaçırdığımızda saçlarından ve arkasından yakalama şansınızı da kaybetmiş oluyoruz aslında. Hayat içinde, önümüze çıkan fırsatları yakalamanın önemini de göstermektedir Kairos bize…Kaçırılan fırsatların tekrarını bir daha yakalamak zordur hayatın içinde…zorbatv

Nicelik mi önemlidir bu hayatta nitelik mi? Tekrarı olmayan bu hayat gösteriminde, zamanın niceliğinden çok niteliği önemlidir. Yaşamın renkleri tıpkı bir gökkuşağının renkleri gibi hayatımızı renklendirir. Niceliksel zaman Kronos ile niteliksel zaman Kairos arasında bir ömür geçer. Yapmaktan zevk aldığımız ve severek ürettiğimiz her an yaşamımızı o denli renklendirir. Yazı yazma, spor yapma, meditasyon yapma, dans etmek ve bunun gibi yaratıcı süreçlerde Tanrı Kairos’un omuzlarındaki ve ayaklarındaki kanatların hızına yetişerek, zamanı Einstein’in da işaret ettiği gibi Kairos’un penceresinden bakmaya başlar insan. Zaman ne kadar çok Kairos’un içerisindeyse, üretkenlik de o derecede artar. Eğer dingin ve huzurlu bir şekilde insan yaşamda ilerleyebiliyorsa, Kairos zamanındadır. O dinginliğin içinde, tıpkı gürül gürül akan bir ırmak gibi dingin ve huzurlu bir biçimde akar Kairos zamanı… İnsanoğlunun yapacağı tek şey o nitelikli zamanın içinde, önümüzden geçen ırmağın suyuna kovamızı daldırarak, kana kana suyu içmektir. Yaşamın bize sunacağı fırsatlar her daim yanımızdan akıp gitmektedir. Zamana senkronize olup göreceğimizi görmek, alacağımızı almak. Bu kadar basittir aslında. Kronos ve kairos arasındaki bu uyumu en güzel şekilde yakalayabilmek ve ilerleyebilmeyi anlatır adeta. 

Zamanın bize sunulmuş çok değerli bir mücevher olduğunu, yakaladığımız her anın bize ışığıyla geldiğini hatırlamak gerekiyor. Zaman geçip geriye dönüldüğünde, geçmişi tutabilme şansımızın olmadığını bilmek gerekiyor. Yakaladığımız mutlu anlar ve nitelikli anlar…Bu hayatta önceliklerimizi ortaya koyup, yaptıklarımızı gözden geçirmek önemli. Ruhumuzu geride bırakmadan, bizi mutlu eden ve üretkenliğe geçiren aktiviteler ile yaşamımızı renklendirebiliriz. İnsan doğasını besleyen zaman dilimlerine izin vermeliyiz. Ruhumuzu hatırladığımız ve zevk aldığımız bize iyi gelen her an bizim yaşam ile bağımızı daha da güçlendirir. Yaşamda Kronos ve Kairos’u yan yana sevgiyle kucaklayarak ilerleyebilmenin ve her tecrübeden, deneyimden gereken enerjiyi yaşama katarak yaşamanın keyfine varabilmek dileği ile…zorbatv

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.