Ellinci Sayı

Sanat

Ellinci Sayı

Nice Ellili Sayılara

Prof. Hasan Pekmezci.

 

Bir şey hayal etmek, düşünmek, yapmak, yaratmak, yaşatmak. Üç beş sözcük gibi gelir insana ama her sözcüğün taşıdığı anlam, yaşadığı ve yaşattığı serüven ciltler dolusu anlatımın kaynağıdır. İnsanoğlunun bu gibi kavramları, içeriklerini, serüvenini anlaması ve değer yükleyebilmesi çeşitli kodlardaki birikimiyle paralel görülse de bana göre duyarlılık çok daha etkin ve baskın gelir. Aslında yaşamı bezeyen her konuda bu duyarlılık sorunu bilinç-bilinçaltı itkileriyle pek çok sorgulamanın izlerini taşıyarak yönlendirir duygu ve düşüncelerimizi.

‘’Duygusal bir varlık insan’’ en kısa tanımla ama akıl denen sorgulama mekanizmasının denetimi ile. Bu ikilinin birini diğerine kurban edenin yaşam ilişkilerini etkileyen belli kaosları yaşaması kaçınılmazdır. Yazmak, çizmek, boyamak, seslendirmek, icra edebilme kimliğin kendini, değerini, birikimini sorgulama alanı sayılır. Aynı zamanda başkaları ile paylaşım denen en insani ilişkiye fırsat yaratmaktır. Bu kez durum benlikten, bizliğe uzanan bir serüven izler. Çağdaş bir insanın vazgeçilmezi olması gereken duygusal, düşünsel, sanatsal, kültürel birikimlerini paylaşabilme, insani değerlere, yaşam serüvenlerine ortak edebilme bilinci. 

‘’İnsan; mekanik bir aygıt değil, hisler ve duyulardan oluşan “duygusal bir varlık”tır. Bunu belki en güzel bize anlatan ise; Gustav Flaubert'tir. Doktorlara atfen söylemiş olduğu; “İnsan ruhunu bir bistüri ile bulamazsınız” lafı, belki de insanın olduğu her yere yazılması gereken basit ama derin bir sözdür’’.https://mehmetsoylemez.com.tr/duygusal-varlik-insan/#:~:text

İnsanın bu birikimiyle üretme, ortaya koyma, paylaşma ve her aşamada belli dozlarda haz alma özelliği üreticiliğin, yaratıcılığın tetikleyicisidir. Geniş anlamda en başarılıyı, en güzeli, en doğruyu yaratma ve paylaşma itkisi. Sosyal insan kimliğiyle toplumsal ilişkiler içinde etki ve katkı doyumunu yaşama güdüsü içinde bu paylaşım duygusu özellikle ayrı bir sorgulama demektir. Yaşıyorum, varım, neden, niçin soruları üretmenin, başarmanın, kültür ve sanatın, zanaatın, teknolojinin, çok daha geniş anlamıyla uygarlığın kaynağıdır. Tarih öncesi mağara duvarlarında anlam yükleme- çizme, betimleme izlerinden; taş üstüne taş konarak başlayan, Notre Dam’a, Taç Mahal’e, Selimiye’ye uzanan. Öte yandan sözel kültürden kanıt özelliği içinde yazı-resim tablet kültürüne; Sümer tabletlerinden, İlyada ve Odesa’ya, Sefillere, İnce Memed’e uzanan. Kabile kültürü ritüellerinden, dünyanın her toplumunda, her insanı farklı boyutlarda etkileyen orkestralara, senfonilere, operalara, danslara, müzikallere. Tüm saydıklarımız, sayamadıklarımız el+göz+beyin koordinasyonuyla insan kimliğinin duygusal, düşünsel itkilerle yaratma, paylaşma güdüsünün temel taşıdır.

‘’3500 sene kadar evvel çivi yazısı ile yazılmış 4000'den fazla toprak tablet ve parça insanların ilk kaydetmiş oldukları muhtelif cins efsane, destan, ilahî, Figan name, ata sözleri ve küçük edebi yazılarıihtiva etmektedir...Ekserisi şiir tarzında zengin ve olgun bir edebiyat yaratmışlardır ki, bu edebiyat bütün eski medeni dünya tarafından kopya edilmiş, tercüme edilmiş ve taklit edilmiştir’’

beşyenısumeredebımetnı s. n. kramer, haticekızılyay, muazzez çığ

 

İnsanoğlunda paylaşım kültürü olmasaydı, bu mirasın bu günlere gelebilmesi mümkün olabilir miydi? Yaşar Kemal duyduklarını, gördüklerini yazmasaydı paylaşmasaydı İnce Memed romanı var olacak mıydı? Elbette böylesi yaratma, paylaşma örneklerini bilim, fen, teknoloji alanlarında da aynı yoğunlukta görebiliyoruz.

 

Yazar, felsefeci Ümit Yaşar Gözüm böyle bir girişimle /zorbatv.com/ZorbaTVdergiyi hayata geçirmeseydi, 50 sayı içinde bunca makale okuyucu ile buluşabilecek miydi sorusunu soruyorum. Kendi payıma yazılarım, düşüncelerim başarılı ya da başarısız gibi değerlendirmeler içinde paylaşım zincirinde yer alabilecek miydi? Bu sorgulamaların yanında duygularıma, düşüncelerime paydaş dostluklar kurabilmeyi, gelip geçiciliği bir kelebek ömründen farklı olmayan bir insanoğlu için büyük haz olarak gören bir bilinç içindeyim. Yaşamı, neden, niçin yaşadığımızı sorgulamayı nimeti saydığımız.

Zorba.TV. Dergi 50 sayılık önemli birikimiyle bilim, kültür, sanat ve edebiyatımızda pek çok alanın paylaşımcı insanına bu hazzı yaşatmış ve yaşatmaya; çok daha dolu bir geçmişe yaslanarak devam edecektir.

 

Ben kendi payıma çok yönlü ve anlamlı bu hazzı yaşadığım için mutluyum.  Toplumsal negatifleşmenin gittikçe arttığı bir süreçten geçiyoruz, elbette tüm dünya gibi. İyisi-kötüsü, doğrusu-yanlışı hep duygusal ve sübjektif ölçütlere bağlanmaya yatkınlığımız içinde ilkeli yayın-yazın izlemiyle paylaşma çabası hepimizin temel dayanağımız.  Kuşkusuz bu birikim zaman içinde yaşanan dönemin belleği olmakla birlikte çağdaş ulaşım, dolaşım olanaklarıyla büyük bir bilgi-kültür dağarı oluşturacaktır.

En büyük mutluluğu özverili girişimlerinin ve çabalarının ilgi ve sevgiyle paylaşımına tanık olan ve yaşayanlar için ne büyük onur. Zorba TV. Dergi’nin Ellinci sayısından yüzlercesine sağlık ve başarıyla.

 

. Temmuz 2025

 

 

Geçen yüzyıl zarfında humanizme yapılan mühim arkeolojik

ilâvelerden birisi de, medeniyet tarihinin en eski edebi gurubu olan

Sumer edebi vesikaları nın keşfi, tamamlanması ve tercümesidir.

3500 sene kadar evvel çivi yazısı ile yazılmış 4000'den fazla toprak

tablet ve parça 1 insanların ilk kaydetmiş oldukları muhtelif cins

efsane, destan, ilâhi, figanname, ata sözleri ve küçük edebi yazıları

ihtiva etmektedir. beşyenısumeredebımetnı s. n. kramer, haticekızılyay, muazzez çığ

 

ekserisi şiir tarzında zengin ve olgun bir edebiyat yaratmışlardır ki,

bu edebiyat bütün eski medeni dünya tarafından kopya edilmiş,

tercüme edilmiş ve taklit edilmiştir

 

ibraniler Tevrat'ı, Yunanlılar Ilyada ve Odysa'yı

yazmadan çok zaman evvel ne İndo-Avrupai ne de Sami olan ve

ihtimal ki anavatanları Orta Asya çölleri bulunan Sumerliler, ek-

serisi şiir tarzında zengin ve olgun bir edebiyat yaratmışlardır ki,

bu edebiyat bütün eski medeni dünya tarafindan kopya edilmiş,

tercüme edilmiş ve taklit edilmiştir 2. Hattâ bunun tesirleri modern

insanların ruh ve fikirlerine kadar gelmiş ise de bu tesirlerin nasıl

 

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.