Kemal Aslan:Sanat ve Özgürlük Üzerine

Görsel Sanatlar

Kemal Aslan: Sanat ve Özgürlük Üzerine 1:                                                                 

İçsel ve Dışsal Özgürlük

Sanatta özgürlük sanatçının, sanat eserinin var olabilme koşulları ile izlerkitlenin üretilen eserlere ulaşabilmesiyle mümkündür. Arzularını, isteklerini, beklentilerini, hayallerini, ideallerini, daha doğrusu aktarmak istediği her ne var ise imgesel gerçeklikle ortaya koyan sanatçı, hayatın her alanında güç-iktidar ilişkileri başta olmak üzere sorgulayıcı, eleştirici, reddedici bir yaklaşım içindedir. Bu durumda yaşadığı toplumun kültürel değer ve normlarının yanı sıra, gelenekleriyle de çatışabilir. Yeni kabuller arayışında olabilir. Bunun gerçekleşmesinin koşullarının olduğu bir toplumda, sanatçı bireysel anlamda kendini özgür hissedebilir. Tersine bir durumda ise yaşadığı toplumdaki kısıtlamaları bunların yol açtığı baskıya eserlerinde estetik biçimde ortaya koyarak özgürlük yoksunluğuna işaret edebilir. Bu,  var olanın, yaşanılanın yarattığı insani durumların deşifre edilmesi açsından önemli olabilir. Özgürlük yoksunluğunu sorunsallaştırdığında özgürlük arayışının paradoksunu yaşar. Yani yaşamadığı bir durumu yaşadığı bir hal üzerinden ifade eder.  Toplumdan dışlanma riski olan bu süreçte sanatçı eserlerinde ya soyut, kapalı anlatıma yönelir; ya da büyük bir “suskunluk sarmalı”nın zorunlu bir hal olabilir.  

Tekil olarak dışlanma riskini göze alan-alabilen sanatçılar da olabilmektedir. Bu tekil tercih üzerine değerlendirme başka bir yazıda ele alınacaktır. Bu yazıda içsel ve dışsal özgürlük çerçevesinde sanatın ve sanatçının durumu üzerinde durulacaktır.  

Sanatçının öznel olarak kendisini özgür hissetmesi insanı, toplumu ve dünyayı kavrayışıyla, yani dünya görüşüyle doğrudan bağlantılıdır. Yaşadığı ortamındaki baskı aygıtlarının (hapishane, yasalar, sansür, güvenlik örgütleri)  kullanım düzeyi de sanatçının özgürlük alanını daraltır ya da genişletebilir. Öznel olarak kendini özgürlük yoksunu olarak değerlendiren, hisseden bir sanatçının bunu eserlerine yansıtması kaçınılmazdır.

İçsel özgürlük dışsal özgürlükle diyalektik etkileşim halindedir. Sanatçı kendi dışındaki dünyanın (nesnel özgürlük alanı) da özgürlük yoksunluğu içinde olmasının gerilimini yaşar. Dışsal özgürlük yoksunluğu durumunda (otoriter, faşist siyasal rejimlerde) sanatçının eserlerini üretmesinin zeminini ortadan kaldırır. Bu durumda çoğu sanatçı sürgünde yaşamayı tercih etmektedir. Aksi takdirde hapishanede yatması, işkenceden geçmesi ya da suskunluk sarmalı içinde kalması söz konusudur. Ya da üretse bile eserlerinin sansür, yasaklamalar, piyasadan toplatmalar yoluyla izlerkitleye ulaş(a)maması söz konusudur. İkinci durum yani suskunluk sarmalı siyasal rejimin dayatması sonucu sanatçının kendini gerçekleştirmemesi hatta kendini imha etmesi anlamına gelmektedir.  Muhalif sanatçıların bir bölümü hapishaneyi, işkenceyi göze alabilmektedir. Sanatçının örgütlü olması, örgütlü mücadele içinde olması böyle bir tercihi zorunluluk haline getirebilir.  Dışsal özgürlük, var olan siyasal rejimde devletin niteliğine (baskıcı, demokratik) iktidar ve muhalefet arasındaki ilişkilere, muhaliflerin örgütlenme düzeyine, muhalefetin böyle bir olanağa sahip olup olmamasına bağlıdır. Dışsal özgürlük, kamusal alandaki ilişkiler ve olanakların kullanılmasını da kapsadığından yaşanılan konjonktüre bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Dışsal özgürlük, dar ya da geniş olabilir. ‘50 yıl öncesiyle şimdiki dışsal özgürlük alanlarının aynı olmaması bu özgürlük alanının mücadele eden güçlerin durumuna göre şekillendiği gösterir.

Sanatçı da yaşadığı toplumun bir bireyi olarak dışsal özgürlük alanlarının genişletilmesi için çaba gösterir. Dışsal özgürlük alanı sanatçının soluklandığı, ifade olanaklarını geliştirebildiği, ürettiği eserlerin izlerkitleye engelsizce ulaşabilmesini sağlar. Dışsal özgürlük alanında yaşanan her kısıtlılık sanatçının içsel özgürlüğünü de etkilemektedir.

Kısaca, sanatı, reel yaşam dışındaki olanaklılığı duyumsattığı düşünülürse; sanatçının var olan dünyayı sorgulaması o dünyaya ilişkin aşkınlığı ortaya koyabilmesinin yolu içsel ve dışsal özgürlüğü yaşaması halinde mümkündür.

*Dr. Öğretim Üyesi, Haliç Üniversitesi

 

Manşet Fotografı: Şenol Zümrüt

 

.

 

 

 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.