
Toplumsal İzdüşümler
Horoz Dövüşü
Prof. Hasan Pekmezci
Başka toplumlarda çok daha karmaşıkları olan gelenekler var. Kökü, ana nedeni ne olursa olsun; tartışılabilecek, tartışılan, toplumsal uygulamalarla devam eden ve bazı yönleriyle Anadolu’da da yer alan. Horoz döğüşü, deve güreşleri, Boğa güreşleri gibi.
Çocukluğundan beri sözel ve eylemli hırçın, kavgacı tavırlardan; boks, karate gibi kavgalı, dalaşlı sporlardan uzak duran biriyim. Özellikle İspanyolların boğa güreşleri gibi, horoz dövüşleri, deve güreşleri gibi gelenekleri izlemekten de. Bu alanların tek karesine bile bakamayan. Kimine göre elbette eleştirilebilecek bir tutum olabilir bu yönüm; olsun. Bu yaşıma kadar ne adla, ne ritüelle ilgili olursa olsun, hiçbir canlının kesilişini, öldürülüşünü izlemedim. Bu tavrım filmlerde, videolarda, haberlerde aksiyon filmleri, tabancalı, tüfekli vurdulu-kırdılı filmlerde geçen görsellere karşı da aynı kararlılıkla devam eder. Örneğin polisiye romanları da kapsar. Dahasını da söylemek istiyorum. Gergin yüzlerle, kavgalı konuşmalara da bakamam, dinlemem. Aklınıza gelen her alanda şöyle bilgece, olgun, sakin, sevgi dolu yüzle ve sözcüklerle konuşan, her cümlesinden ibretlik dersler çıkarılabilen insan modellerine ne kadar çok ihtiyacımız var.
Ulusal ve uluslararası kavgacı bir tavır, kavgacı, savaşçı, vurdulu*kırdılı yayınlar, konuşmalar, insan tiplemeleri bireysel ve toplumsal tavırlara fotokopik olarak yansır. Bunların toplumsal gerilimde ne gibi etken olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yok. Radyo-TV haberlerinin bir iki dakikası bile insanı insanlığından utandıracak içerikte. Bunlar ayrı bir yazımın konusu olacak.
Bu yazımın konusu, yurdumuzun pek çok bölgesinde adı festival, eğlence, şenlik olarak çok geçen etkinlikler.
Görseller internet ortamından alınmıştır.
’’Kınık Deve Güreşi Festivali, Ege Bölgesi’nin kültürel miraslarından biri olan deve güreşi geleneğini yaşatan ve her yıl binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşen renkli bir etkinliktir. Bu videoda, Kınık’ta düzenlenen deve güreşi festivali sırasında çekilmiş en özel anları, güreşen develerin heyecan dolu mücadelelerini, davul-zurna eşliğinde coşkulu kalabalığı ve geleneksel kıyafetlerle süslenen atmosferi bulabilirsiniz. İzmir, Kınık, deve güreşi 2025, deve güreşi festivali görüntüleri, Ege kültürü, geleneksel sporlar ve halk etkinliklerini yansıtan bu video, hem kültürümüzü yaşatmak hem de unutulmaz anları paylaşmak için sizlerle. https://www.youtube.com/watch?v=ucC7EXxKhKc
Sözleriyle anlatılan bir video tanıtımından aldım. Aşağıdaki görseller bana göre hayvanın hayvana işkencesinin tipik örneği. Bağışlasınlar, bağışlamasınlar ben böyle görüyorum. İnsanın insana ettiği bin bir çeşit işkence yönteminin toplumsal yaşamda dünyanın her yerinde farklı adlar, kılıflar altında devam ettiği bir vandallık çağındayız. Bazı ülkelerdeki işkence müzeleri bütün müze anlayışları gibi ders almak, tarihi başka boyutlarıyla ibrete dönüştürmek için değil mi? .
Deve güreşleri yanında benim asla seyretmeyeceğim başka gelenekler var, Horoz Döğüşü ve Boğa güreşleri. Horoz döğüşler zaman zaman basına-medyaya yansıtılırsa da yine devam eder. Bu haberde olduğu gibi konunun bahisli horoz döğüşü olması baskın sebebi. Hayvanların kan içinde kalması değil. ‘’Jandarma ekiplerinin yaptığı baskında bahisli horoz dövüşü yaptırdığı belirlenen Köyceğiz Hayvanları Çevreyi ve Doğayı Koruma Derneği Başkanı Ü.B. ile birlikte 15 şüpheli yakalandı, 20 horoz muhafaza altına alındı‘’ https://www.milliyet.com.tr/gundem/horoz-dovusunde-hayvanlari-koruma-dernegi-baskani-yakalandi-
Horoz Döğüşünü hiç izlemedim ama bu konunun meraklılarının coşku içine anlattıklarından bu güzelim canlıların nasıl yıprandığını, her yerlerinin yaralandığını, kan revan içinde kaldıklarını öğreniyoruz. Bu etkinliğin Horozların cinsine, soyuna sopuna ne gibi değerler kattığı ayrı bir konu ama bir canlının diğerini işkence ile perişan etmesinden alınacak hazzın ne derecede insani olduğu tartışılır.
‘’Türkiye'de kültür turizmi kapsamında değerlendirilebilecek birçok unsur vardır. Bunlardan biri de çalışmanın konusu olan boğa güreşleridir. Ülkemizde boğa güreşleri Artvin ve Muğla illerinde yapılmaktadır. Artvin'de bu yıl 3'üncüsü düzenlenen Türkiye Boğa Güreşleri Şampiyonası, kentin doğal güzelliğiyle bilinen bin 200 rakımlı Kafkasör Yaylası'nda yapıldı.
Kentte iki asırlık boğa güreşleri geleneğini yaşatmak amacıyla Artvin Boğacılar Spor Kulübü tarafından düzenlenen güreşlere Artvin, Rize, Muğla, Aydın, Erzurum, Antalya, İstanbul, Bursa illerinden getirilen ağırlıkları 700-950 kilogram arasında değişen 56 boğa katıldı.
Başboğa sahibinin 15 bin lira ile ödüllendirildiği güreşlerde toplamda 120 bin lira ödül dağıtıldı.
Güreşlerin en prestijli kategorisi olan "pehlivanlar baş kategorisi" finalinde, güreşlere Muğla'dan katılan İsmail Otcu'ya ait Demir Yankov isimli boğa ile Ayberk Arıcı'ya ait Yıldırım isimli boğa karşı karşıya geldi.
Arıcı'ya ait Yıldırım isimli boğa, Demir Yankov'u yenerek Türkiye şampiyonu oldu.
Vatandaşlar kıyasıya güreşen boğaların mücadelesini büyük heyecanla izlerken arena dışında sahibinin elinden kaçan bir boğa da paniğe neden oldu’’…http://www.artvin.gov.tr/turkiye-boga-guresleri-sampiyonasi-renkli-goruntulere-sahne-oldu.
Böylesi hayvanları kullanarak yapılan güreşlerde, yarışlarda, döğüşlerde duyarlılıkla konunun üzerinde duranlar da var. Kendi zevki için başka canlıları kullanmak tarihin her döneminde var. Örneğin Cirit ve At yarışları gibi. Ama onlara zarar verecek, işkenceye dönüşecek bir zevk alma bana göre insani değil. Bu konuyu hukuk alanına taşıyanlar da var. Ne derecede etkili olur, ne gibi olumlu gelişmelere neden olur elbette bilinmez ülkemizde. Bir gazete haberi:
‘’İZMİR’de Hayvan Hakları Komisyonu üyesi avukatlar, geleneksel olduğu gerekçesiyle yapılmasına izin verilen deve güreşlerinin, hem yasalara hem de evrensel bildirgeye aykırı olduğu iddiasıyla, iptal edilmeleri için dava açtı. Bu tür güreşlerin gelenekle ilgisinin olmadığını, insanların eğlenmek için hayvanlara bu eziyeti çektirdiğini söyleyen komisyon başkanı Avukat Burcu Karakoç, güreş sırasında develerin yaralanması durumunda, tedavi ettirilmek yerine kesilip sucuk yapıldığını, kazancın bu kez de böyle sağlandığını anlattı.’’https://www.hurriyet.com.tr/ege/deve-guresi-yasaklansin-27786546
"Bu yıllardır hayvanseverlerin kanayan bir yarasıdır. Develerin güreştirilmesi hem 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na hem de Hayvan Hakları Evrensel bildirgesine aykırıdır. Develer de tıpkı diğer hayvanlar gibi, özellikle üreme zamanlarında dişilerini kıskanmalarından, ya da onları elde etmek istemelerinden kaynaklı olarak böyle bir mücadeleye giriyorlar. Ancak bu zamanla, insanlar için oyun eğlence aracı haline geldi. Develere güreşmeleri için sahiplerince iğne vurulabildiği gibi, saldırgan olmaları için doğal ortamlarında farklı olarak karanlık yerlerde, sağlıksız koşullarda tutulabilmektedirler. Ayrıca deve güreşleri, hayvanların kavga ettirilmelerinden çok, orada bir piknik havasında yapılıyor. İnsanlara eğleniyor. Yani insanlar güreşlerle de çok ilgili değiller."
‘’Develer güreşler sırasında birbirlerini ısırarak, ya da bacaklarının kırılması sonucu yaralanabiliyorlar. Bu andan sonra ise, hayvanların sahipleri onları güreştirip para kazanamadıkları için kesip sucuk yaptırarak kazanca çeviryorlar. Güreşlere izinler de kültürel faaliyet gibi gösterilip alınıyor. Oysa bunun geleneksel bir kültür mirası olduğunu söylense de, tarihe bakılacak olursa bir yerde icat edilmiştir."https://www.hurriyet.com.tr/ege/deve-guresi-yasaklansin-27786546
Sonuç olarak sapla samanın, iyi ile kötünün, güzelle çirkinin, doğru ile yanlışın birbirine karıştırıldığı bir toplumda her şey kaos içinde debelenir durur. Yasaklansın diyenlerin argümanlarına bakınız, yasaklanmasın devam etsin diyenlerin düşüncelerine ve savunmalarına bakınız. Buyurun:
‘’Deve Güreşleri Federasyonu: Güreş olmazsa, bütün develer sucuk olur’’ https://www.indyturk.com/node/94316/haber/deve-g%C3%BCre%C5%9Fleri-federasyonu--
‘’Deve görmemiş, deve bilmeyen insanlara bunu anlatmak zor. Dövüşmüyorlar, güreşiyorlar. Ağızları da bağlı. Birbirlerine zararı yok. Bir bahis yok. Bir deve sahibi kadar hayvanına özen gösteren yoktur diyebilirim. Hepsi de yörüktür. Binlerce yıllık bir köklü geçmişin ürünüdür. Böyle eski bir kültürü kanunla nasıl engelleyeceksiniz? Deve aileden birisi gibi ihtimam görür. Ev halkından ayırt edilmez. Altına halı sererler, üstüne battaniye atarlar. Evlat gibi görülür. Yasaklanırsa Türkiye’de deve diye bir şey kalmaz. Hepsi sucuk olur. Türkiye’deki deve popülasyonunun tamamı deve güreşi için. Bunun dışında kimse deve beslemez.
Ne diyelim, seyriniz, eğlenceniz bol olsun.
Ankara.2025
Yeni yorum ekle