Karnaval Sergisi’nden Yansımalar

Karnaval Sergisi’nden Yansımalar

Saygın Ünel

Dünya, herkes için aynı yer değildir. Nitekim, bakmak ile görmek arasındaki farkı baz alacak olursak dünya, elbette gören göze göre değişir. Haritadan bakıldığında elips, içinde yaşandığında cehennem olan bu Dünya denilen gezegene, yaşamaya devam etmek, geleceği güzelleştirmek ve biraz da başka açılardan bakabilmek için sanatın gücüne ihtiyacımız var.

Karnaval sergisinin ressamlarının her biri, dünyaya farklı bir renk; farklı bir fırça darbesiyle dünyayı değiştirmeyi ve geleceğe yepyeni bakış açıları kazandırmayı amaçlıyor. Bu eserler, bir sonraki yüzyılın şekillenmesinde büyük rol oynuyor… 

Sergimiz Sanat Galerisi, sanatın duyarlılığını ve sağduyuyu esas alarak binlerce eseri sanatseverlerle buluşturma görevini üstlenerek, dünyayı güzelleştiren eserler ve aydın sanatçılar ile yola çıkıyor, dünyayı şekillendiren ve hayatın ritmini estetik bir eksene oturtarak yepyeni dinamikler sağlayabilmek için hem sanal hem de reel ortamlar sunuyor. 
Oldukça dinamik olan Karnaval sergisine şöyle bir göz atacak olursak, değerli ressamların bizlerle paylaştıkları sırları, geleceğe taşımak istedikleri mesajları ve hayatın içinden yansımaları görebiliriz.

Cevriye Özgezer’in, pastel tonları ve yumuşak geçişleri ile Ankara sokaklarını daha masalsı bir haliyle görebiliriz. “Ankara Sokakları” adlı tabloda sanatçı, kentin hengâmeli sokaklarını, gürültüsünü bir kenara bırakarak daha sakin, dingin ve dar sokaklarını ele almıştır. Bu çalışmada, gerçek kale evlerinden yola çıkılmış olması muhtemel olmakla birlikte bir miktar da stilize edilmiş, renklendirilmiş sokaklar işlenmiştir.

RESİM 1
Barlas Omay’ın eserlerine baktığımızda daha sert bir tavır görüyoruz. Savaş temalı işlerinde sanatçının robotik bir anlatımla dünyanın geldiği noktayı tanımladığını görüyoruz.

RESİM 2
 Selda Soku’nun “Karnaval” adlı çalışması oldukça renkli ve o rengin içindeki potansiyel dinamizmi de izleyiciye ilk bakışta yansıtan bir eser. Ellerinde müzik aletleri bulunan, farklı karakterlere sahip bir insan topluluğunu gözler önüne seren bu çalışmada; maniyerizmin etkilerinin görülmesi, bu resmi sanat tarihi incelemelerinde özel bir yere konulması gerektiğini düşündürüyor. Renk seçimi olarak bu fikri savunamasak da İnsan vücudunun orantısı ile oynama açısından maniyerizmi andıran bu figürlerde, kişilerin boyun kısmı ve parmaklarının da olması gerekenden daha uzun olması bu fikri güçlendiriyor.

RESİM 3
Genç sanatçı, Sezen Karabulut ise tüm zamanların unutulmaz ismi olan David Bowie’i kendi tarzıyla yorumlamış ve bu konuda karakterin aslını bozmadan kendi tarzına uyumladığı için de çok başarılı olmuştur. Karakterin yüz ifadesini, düşünce baloncuğu çıkartırcasına net bir şekilde aktaran sanatçı, resimdeki ışığı da epey iyi kullanmış hatta karakterin ifadesini sağlama unsuru olarak bile kullanmıştır. Kırmızı rengi istikrarlı ama ölçülü kullanan Sezen Karabulut, belki de ilerde bu rengin bir tonu ile anılacak…

RESİM 4
Meltem Kurtoğlu, sergide soyut çalışmaları ile öne çıkmıştır. “İnsomania” adlı eseri ile bilinçaltımıza inmiş ve orada denizaltından inci çıkartırcasına zihnimizi kazmaya devam etmiştir. Tuval üzeri karışık teknikle hazırlanmış bu eserde insan ruhunun gizemli dünyasını yansıtırken kullandığı renk ile zihnin her zaman da o kadar karanlık olmadığını göstermiştir. Giderek silinen anıların ya da bilgilerin, izin verdiğimiz ölçüde muhafaza edilmesi, gördüğümüz rüyaların saklandığı bir yer, belki de görmek istediğimiz rüyalar…