Irkçılığa Bir Eleştiri:
Martin Luther King ve Siyahi Mücadelelerinin Caza etkileri
Şenay Ocak
Tarihin en başından beri şüphesiz insanlık hep sınıflandırmalara tabi tutulmuştur. Bu sınıflandırmalar kimi zaman ırk, dil, din iken kimi zaman da cinsiyet ve para üzerinden yapılan değerlendirmeler ile kendini göstermiştir. Hiç şüphesiz ki, Caz müzik tam da hikayesini buradan alır. Afrika’da ritüeller ve müzikle dolu alışkanlıkları olan siyahi insanlar, gittikleri yerlere, köle ve işçi statüsünde olsalar da müziklerini de götürmüşlerdir.
Amerika’nın yeni kurulduğu yıllarda ihtiyacı olan kültürel ve sanatsal tarihi yaratmakta siyahiler caz ile başrolde oynamış, tüm dünyayı derinden etkileyen ana akım caz ile dans ve gösteri dünyasına damga vurmuşlardır.
Tüm bunları yapsalar da, onlardan öğrendikleri caz geleneğini devam ettirmek üzere beyaz insanlar onları yeniden ikinci plana atabilecekleri bir düzen kurmuşlar, ticari olarak cazı kendi aralarında eğlence sektöründe satabilecekleri ve karlı çıkacakları bir hale getirmişlerdir.
Böylece ne ırkçılık, ne eşitsizlik son bulmuştur. Tam bu sırada ana akım caza tepki gösteren siyahi müzisyenler politik bir tarafı ve duruşu da olan Bebop caz akımına yönelmişlerdir. Taklit etmesi ve çalması daha zor, köklere yani Blues ‘a daha fazla yüzü dönmüş olan bir müziktir bu.
Bu esnada Amerika ‘da uygulanan Jim Crow yasaları, Klu Klux Klan çetesinin saldırıları ve siyahilerin yaşadığı yerlere yapılan saldırılar hız kesmeden devam etmektedir. Bu saldırılardan etkilenen Bebop akımının öncü müzisyenleri suikastlara ve ölümlere olan tepkilerini müziklerine yansıtmışlardır. Müzikte hissedilen agresyon, hızlı tempolar, ajilite yaşamlarının her an ellerinden alınma korkusunu da yansıtmıştır.
Amerikan tarihinde özellikle siyahi haklarını savunan önemli isimlerden biri de Martin Luther King’dir. 1964 yılında Nobel Barış Ödülü'nü almıştır. King'in en bilinen ve etkili konuşması "Bir Hayalim Var"'dır.
Yaşamı boyunca Siyahilerin eşitliğini ve özgürlüğünü savunan, tüm insanların aynı haklara doğuştan sahip olduğunu düşünen King, Mahatma Gandhi’nin felsefesinden oldukça etkilenmiştir.
1968 yılında suikast sonucu öldürülen King, caz müzisyenleri ile yaşamı boyunca birlik içinde hareket etmiş, onların müziklerine daima ilham kaynağı olmuştur. Pek çok caz müzisyeninin de yasa boğulduğu 1968 yılı, bir fikrin ölümsüzleştiği, bir insanın yok edildiği yıl olarak hafızalara kazınmıştır.
Free caz döneminin başladığı 1960’lı yıllara denk gelen bu dönem, caz müzisyenlerinin dünyadaki her müzik tarzını yorumladıkları, eşitliklerini ilan ettikleri yıllar olmuştur. Hayalleri siyasal olmasa bile sanatsal olarak dünyayı hala etkileyen caz dinleyicileri ve müzisyenleriyle yaşamaya devam etmektedir.
Yorum
Güzel bir yazı tebrikler…
Güzel bir yazı tebrikler. Ancak daha terminolojik bir yazı olabilirmiş. Biz genç araştırmacılara da yol göstermiş olurdunuz.
Değerli yorumunuz için çok…
In reply to Güzel bir yazı tebrikler… by Pelin Tek (doğrulanmamış)
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Aylık yazılarımı takip ederek terminolojileri açıkladığım yazılarıma ulaşabilirsiniz.
Yeni yorum ekle