Zerrin Dağcı: Sonbahar

Zerrin Dağcı: Sonbahar

“Sonbahar sanattır, diğerleri mevsim” demiş Cemal Süreya. 

Takvimler Eylül’ü gösterdiğinde bende bir heyecan başlar. Her yanımızı yeşilden sarıya, turuncudan kırmızıya uzanan bir renk cümbüşü sarar. Artık dallarda tutunamayan sararmış, solmuş yaprakların yerlere düşme zamanıdır. Yaprak çıtırtıları aslında tabiatın sesidir ve bu kuru yaprakların üzerinde yürümek başlı başına bir keyiftir.  

Yolda önümüze düşüveren at kestanelerinin ve meşe palamutlarının zamanıdır. Bunları uğurdur diye çantalarımıza atarız.

Bir başlangıçtır. Okullar açılır, sonbahar aslında yılbaşı gibidir. 

Okul yoludur sonbahar. Arkadaşlarla birlikte konuşa konuşa okula ulaşmaktır. 

Bilgedir sonbahar. Bize var oluşu, yok oluşu anlatır.

Sokaklarda satılan kestanedir. Kızarmış kestanenin kokusunu içimize çekmektir. 

Sabah serinliğidir, akşam esintisidir, aniden başlayan yağmurdur. 

Uzun yaz öğleden sonraları artık bitmiştir, günler kısalmış, akşamlar erken inmeye başlamıştır. İnce yazlık kıyafetlerin yerini kalın ceketler, trençkotlar almıştır. Ani bastıracak olan yağmura karşı şemsiyelerin, elde ya da çantada olmasıdır sonbahar.

Evde kestane pişirmek, mısır patlatmak, ıhlamurun içine ayva, karanfil katmaktır. Sıcacık bir mercimek ya da tarhana çorbasının büyüsüdür.

Sonbaharda daha çok kitap okuruz. Hatta kalın kitaplar okuruz. 

Tiyatro, opera ve balenin başlama zamanıdır bu mevsim. 

Artık balkonlarda, park ve bahçelerde daha az otururuz. Oturma odaları, mutfaklar sohbet mekânımızdır. 

Mantar toplama zamanıdır sonbahar. Çeşitli isimlerde ve büyüklüklerde mantarlar her yeri sarar ve köylerde, kasabalarda mantarlar toplanır.

Sonbahar nasıl oluyor da hüzünle bağdaştırılır, hiç anlamam. Oysa rengârenktir, çeşitliliktir bolluktur, berekettir, zenginliktir. Biraz ağlayan nar, biraz da gülen ayvadır. 

Sonbahar gerçekten sanattır, diğerleri mevsim. Cemal Süreya haklı.

Hoş geldin en sevdiğim mevsim.

Fotograflar: ZorbaTVdergi Arşivi/Ümit Yaşar Gözüm