SÖYLEŞİ: Berk Yüksel İle Yaşama Dair

Kitap

Betül Başar*


Yıllar evvel KİTAP DÜNYASI programının çekimleri için tanışmıştık Berk Yüksel ile… Tarih, felsefe, dinler tarihi ve ezoterik düşüncenin oya gibi işlendiği kitaplar yazıyordu o dönemde de…  Sağlam çalışmalar yapıyor ve tıpkı bir meşalenin karanlıkları aydınlattığı gibi, etrafına ışık saçıyordu kitapları ile… Hele hele altını çize çize okuduğum “Musa’nın Sırrı _ Ana Tanrıça’nın Yolunda” benim için tam not alan bir kitap olmuştu. “Karanlığa Başkaldırı”, “Araf”, “Diken”, “Musa’nın Sırrı” derken, şimdi bugün sıra “RA – Gözcüler” ‘de…  Okudukça bilgi açlığımın arttığı, açlığımı doyurmak için uğraştıkça daha da meraklandığım bir kitaptı elimdeki… İşte tam da bu noktada, bir kez daha çaldım Berk Yüksel’in kapısını ve başladık eski dostumla, keyifli bir sohbete…Ve yine bir Berk Yüksel klasiği ile karşı karşıyayız. Yine düşündüren, merak uyandıran, iç gıcıklayan bir kitap daha… Ama evvelinde seni merak eden okurlarımız için, bize Berk Yüksel’i kısacık da olsa anlatabilir misin?

“Öncelikle seninle bu röportajı yapmak büyük keyif, ilgine çok teşekkür ediyorum. 47 yaşındayım, evliyim, Anka isminde bir oğlum var. Yazım hayatına başlayalı yaklaşık 15 yıl oldu. Felsefe Taşı Dergisi’nin 8 yıldır genel yayın yönetmenliğini yapıyorum. Ayrıca “Bütün Dünya” gibi dergilerde ve “Şalom” gibi bazı gazetelerde ve TELE1 gibi internet platformlarında yazılar yazıyorum. Bu sekizinci kitabım ve heyecanla okurla buluşmasını izliyorum.”

Ben çok iyi biliyorum ki okumak ve yazmak senin hayatının çok önemli parçaları… Ve yine çok iyi biliyorum ki, yazdığın her kitabın ardında çok büyük çalışmalar yatıyor. RA’nın ortaya çıkış hikâyesini ve çalışma aşamasını bizimle paylaşır mısın?

zorbatv.dergi

“RA, aslında konu olarak önceki romanlarımdan tamamen bağımsız bir kitap olsa da bir ortak amacı bütünler görev yapıyor. Çağlar, hikâyeler hatta evrenler ve zamanlar bile değişiyor ama karanlık ile aydınlığın mücadelesi hiç değişmiyor. Bu roman, yıllardır üzerine çalıştığım ve temelinde yine bu mücadelenin olduğu savaşı 3 farklı zamanda geçen hikâyeler ile anlatma çabası...”

“RA”nın konusundan kısaca okurlarımıza bahseder misin?
“Romanın üç sütunu var; üç zaman, üç bütünler hikâye... Akıl ve hikmet Sümerler ’de, Kuvvet Tapınak Şövalyelerinde, Güzellik ise Esseniler’de vücut buluyor. Bu üç dönem öne çıkan ana karakterler ile yaşanıyor. Ancak üç sütunun hiçbiri aynı anda olmadığı için onlardan doğacak dördüncü sütun yani “kâmil insan” olabilmek ideali ancak gelecekte fikren yaşayabiliyor...”

Bir Sümerolog olarak Sümerler döneminde geçen bir roman beni epeyce etkiledi. O kahramanların isimlerini seçerken özel bir araştırma yaptığını düşünüyorum zira hepsi çok anlamlıydı.
“Evet, kesinlikle. “İsim” tüm ezoterik ekollerde önem taşır. Kişiye bir ömür nasıl seslenilirse ruhu da o ritimde titrer. Sadece okunuş değil, anlam ile de doğru bütünlenmiş isimler önemlidir. Burada inceleyip kendi çıkarımını yapmak da okuyucuya düşüyor elbette.”

Ben RA’yı okurken; Narayana’nın Hitopadesa’sını okur gibi bir hisse kapıldım. Adeta iyi insan olmanın şartlarına ve gerekliliğine dair ince bir eğitim veriyordu. Bu denli derin bir felsefeyi, roman olarak okuyucuya aktarabilmek hem büyük risk hem de büyük bir yetenek gerektiriyor. Oysa senin tüm kitaplarında aynı tadı alıyoruz. Sıkılmadan felsefeyi nefes gibi içimize çekiyoruz. Bu noktada okurlardan geri dönüşler nasıl oldu peki?“Çok teşekkür ederim. Şu ana kadar geri dönüşler olumlu oldu. Didaktik olmadan ama bilgi vererek, roman havasında ama eşzamanlı aydınlatıcı olarak ve belirttiğin gibi felsefeyi, bilgelik sevgisini ya da yaşamın anlamını arayışı sıkmadan dozunda iletebilmek önemli olan.”

zorbatv.dergi

Özellikle ezoterizm üzerine yazılan kitaplarda dildeki akıcılığı da iyi ayarlamak ve o incecik ipin üstünde düşmeden marifetle hareket etmek gerekiyor. Açıkçası ben kitabı okurken hiç sıkılmadan birkaç saatte bitirdim. Bu akıcılığı nasıl sağladın?
“Yazan yazdığından büyük keyif alınca sanıyorum, bu akıcılık oluyor. Büyük bir zevkle araştırdığım konuları bir nevi ‘hap model’ olarak hikâyeleştirirken onları okuyacak olanları da düşünüyorum. Yaşam nasıl altın oranda, dengede ve ölçülülük ile yaşanmalı ise her şeyi ölçülü birleştirerek okuyucuya sunmak da o senin incecik ipin üzerinde yürümek benzetmeni haklı çıkarıyor.”

Berk Yüksel kitapları denilince benim aklıma gelen ilk şeyi seninle paylaşmak isterim. Diğerleri gibi RA da adeta katman katman… Her okuyucu kendi bilgi birikimine göre kitabı yorumlayabilir. Benim anladığımı başka bir okur farklı algılayıp yorumlayabilir. Bu yazarın imzası olabilir mi?
“Hep istediğim şey kitaplarımın tekrar tekrar okunmasıdır. Bu da ancak okuyucunun yaşamındaki bireysel gelişiminin farklı dönemlerinde kitaba geri döndüğünde farklı şeyler bulabilmesi ile mümkün olabilir. Çok doğru bir tespit; eğer farklı yaşlarda, farklı gelişim seviyelerinde farklı çıkarımlar sağlayabilen bir eser ise ortaya çıkan; işte o kanaatimce başarılı olma yolundadır...”

Berk Yüksel’in kâinata ve yaradılışa bakış açısını da çok merak ediyorum. Özellikle bu kitabı okurken, oldukça özgün bir inanç çıktı karşıma ve açıkçası çok takdir edilesi buldum.  Birkaç cümleyle aktarabilir misin acaba!
“Aslında inanç yapım o gün bulunduğum nokta ile bağlantılı ve değişip dönüşebilen bir yapıda. Bundan bir yıl öncesi ile bile aynı noktada değilim. Şimdi söyleyeceğim, dile getireceğim nokta da ilerde olacağım bir sabit inanç değil. Kişi sayısı kadar kendi kutsalına gidiş yolu var aslında. Gelecek, kişi ve inanç tanımının çok değişeceği bir dönem olacak. Bu bir özgürlük, içteki özün hürlüğü ve her türlü tanımlanmış, kurumsal, sınırları, kendine özgü sözde otoriteleri ve ruhbanları olan yol benim yolum değil. Bu bireysel ve bir diğerine pazarlanmayan bir yol... Var olan, olmuş ve olacak olan zamansız ve mekânsız yüceliği kendi varlığında ve tüm kâinatlarda arayış sonsuz ve başlangıçsız bir yolculuk. İşte ben bu bütünlenme yolunda olmayı, bir diğerinin yoluna çıkmamayı ve benim de yoluma çıkılmasına asla izin vermemeyi önemsiyorum.”

Dünya var oldukça Karanlık ile Aydınlık arasındaki savaş da hep var oldu ve var olmaya da devam edecek. Kitabınızda da bu savaşı ve kahramanlarını açıkça görebiliyoruz. Acaba Berk Yüksel’in zihninde yeni kitaplar ve yeni kahramanlar, okurlarla buluşmak için hazırlık yapıyor olabilir mi? 
“Her zaman hatta çoktan yola çıktılar bile. Çok farklı bir roman ile yazım yolculuğum devam edecek. Denildiği gibi durursan, düşersin. Sahip olduğumuz en değerli hazine zaman ve bu maceranın sonu ne zaman gelir belli değil. Bir görev bilinci ile yaşam amacım olarak ‘yazarak var oluşu’ tercih ettim. Kalemim elimden düşüp sonsuz bir yolculuğa çıkana dek hakkını vermek için çaba sarf edeceğim. Dünyanın bir zifiri karanlığa doğru gittiği hissiyatı her yönü kaplarken, aydınlığın fikri savaşçılarına düşen o karanlıktan doğacak olan ışığın umudunu yaşatmaktır!”
Gerçekten keyifli bir sohbet oldu, sonraki kitabını da yine merakla bekleyeceğim.  Çok teşekkürler…  

 
*Program Yapımcısı-Yönetmen
 

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.