Hüküm

Sude Ilgın Sak

Hüküm

Gölgeler arasında bir kadın yıkandı nehirde,

Rüyamda gördüm sırtından süzülen altın damlaları

Şafak kadar parlaktı ve korkusuzdu bakışları

Nar tanesi gibi saçılıyordu ruhundan

Bin parçaya dağılan aşk ve bahar

Kızıl saçlarından alevler yayıldı,

Usulca bir adım attı sinsi bir keder.

Dikenli bir sarmaşık gibi bedenimi sarıyor karanlık,

Fısıltılar büyüyor sisler arasında

Demirden kapılar örtüyor büyük günahları

Puslu bir geçmişi gizlice heybesinde taşıdı bu gece

Kara zırhlı kara atlı o süvari,

Bilinmez diyarların uzak surlarından.

Yerin dibine batsın!

Ancak adı anılmayan dağlarda yankılanır onların sesleri,

Şeytanın dilindedir bu ilahi

Biz bilmeyiz, biz söylemeyiz büyük efendiler!

Zehir gibi akıyor düşünceler,

Kahinlerin ve dindarların salonunda bir kafirsem ben,

Er geç şu keskin kılıç boynumdadır

Hüküm ancak insanın Tanrısındandır.

Ucuz salonlarda ucube soytarılar eğler yüce kralı

Dans ve müzik, soylu toprakların kibar efendileri için

Ancak mahzen soğuk ve ıslak,

Üstelik de sessiz

Kahrederken bu sessizlik beni,

Yerin dibine batsın onların zevk ve sefaları!

Yoksa ben gaipten sesler mi duyuyorum?

Harabelerin ortasında oturuyor kızıl saçlı cadı,

Çalıların ve yağmaların arasında,

Çığlık atıyor uğursuzca

Yıkım ve ölüm!

Yıkım ve ölüm!