Akademik Ortamın Pür Melali Örneği

Makaleler

Akademik Ortamın Pür Melali Örneği: Sosyal Bilimler Ansiklopedisi    

Kemal Aslan

 

Ansiklopedi, düşüncesi Leibniz’e kadar dayanmaktadır. Kütüphaneci olarak çalışan Leibniz evrensel ansiklopedi oluşturmak istemişti ama gerçekleştiremedi. Lock’a polemik olarak yazdığı ancak ölümünden sonra yayınlanan (Nouveaux essais sur l’entendement humain)  adlı kitabında Leibniz, Eco’nun deyişiyle “gelecekteki ansiklopedilerin anıtsal görüntüsünü çizer.(1) Diderot d’Alembert’in yayınladığı ve Türkçeye 1996 yılında çevrilen ve modern ansiklopedilerin temel eserleri arasında yer alan Ansiklopedi – ya da bilimler, sanatlar ve zanaatlar açıklamalı sözlüğü- bu alanda bilinen ilk çalışmalardan biridir.

Ansiklopedi, insanlığın birikimini gelecek kuşaklara aktaran referans bir kaynaktır. Alfabetik sırayla maddeler A’dan Z’ye kadar ilgili alan çerçevesinde yazılır. Ansiklopediden beklenen o kavramla ilgili tanımının yapılması, kapsamının ortaya konulmasıdır öncelikle. Yani kavramın diğer kavramlardan ayıran nitelikler, kavramın ne olduğu, içerikte yer almalıdır. Böylece okuyucu o kavram benzer kavram arasında ilişkilendirme yapabilir. Kavramın yazılmasında benzerlik ve farklılık üzerinde durularak onu açık, seçik hale getirilmesi o kavrama denk gelen gerçekliğin açıklanmasında, kıvranılmasında yardımcı olur. 

Çocukluğumun ilk ansiklopedisi Hayat Küçük Ansiklopesi’siydi. Fasikül fasikül alırdım. Sonra ciltletmiştim. O zaman Kurtuluş’ta bile cilt yapan yerler, bu işten ekmeğini kazananlar vardı. Şimdilerde cilt yaptırmak oldukça zor iç. Hatta 1980’li yıllarda tematik bir anlayışla hazırlanan Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi’ni fasikül fasikül alıp ciltlettirememiştim. Diyarbakır’dan İstanbul’a taşınırken bir tanıdığa vermiştim. Sonra çok farklı ansiklopedilerim oldu. Yazının konusu benim ansiklopedilerle ilişkim değil; TÜBİTAK yayınları olarak Aralık 2021 yılında 4 cilt halinde yayınlanan Sosyal Bilimler Ansiklopedisi.

Ansiklopedinin baş editörlüğünü baş editörü olarak eski YÖK Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın yaptığı ansiklopedinin maddeleri her biri alanında uzman akademisyenler tarafından maddeler yazılmış. Sosyal Bilimlerin 20 farklı alanında toplam 1156 maddenin yer aldığı ansiklopedinin maddelerinin içerikleri uzman editörler tarafından madde içerikleri gözden geçirilmiş. Ansiklopedi, farklı üniversitelerde ve farklı görüşlere sahip 688 akademisyenin katkısıyla hazırlanmış.

TÜBİTAK’ın desteğiyle gerçekleştirilen çalışma Sosyal Bilimler alanındaki bir eksikliği gidermeye yönelik bir çaba olarak değerlendirilebilir. Bu kadar geniş bir alanda eksikliklerin olması doğaldır. Ansiklopedinin önsözünde kaç maddeden oluştuğu, bu maddelerin hangi ölçüde göre seçildiği, belirlendiği yazılmalıydı. Örneğin çok farklı alanları kapsayan Sosyal Bilimler Ansiklopedisi’nde ilgili alanın (sosyoloji, felsefe, uluslararası ilişkiler, iktisat, vb.) temel kavramları çerçevesinde hazırlandığı belirtilebilirdi. Maddelerin içinde APA sistemi çerçevesinde hangi kaynaklardan alındığı yer almalıydı. Örneğin İslam Ansiklopedisinde bu yapılmış. Son ciltte kaynakçada hangi kitaplardan yararlanıldığı var ama hangi sayfalardan yararlanıldığı yok. O maddeyi tezinde kullanan biri içerin tümüyle o kişiye ait olduğu sanısına kapılacak. Hâlbuki yararlanılan kaynaklar var. Bu durum intihal için de zemin hazırlayabilir. Maddeleri kimin yazdığının belirtilmesi yerinde bir uygulama olmuş.  

Dört cilttik ansiklopediyi incelediğimizde sosyal bilimlerin temel kavramı nedenselliğe yer verilmediği görülüyor. Nedensellik olaylar, olgular arasında bağlantı kurmasına, ilişkilendirmeye yol açar. Nedenselliğe yer verilmemesi böyle bir ansiklopedide temel bir eksikliktir. Nedensellik, “zaman dizisi içinde biri olmadan diğerinin  de ortaya çıkamayacağı iki olay, fenomen ya da süreç arasındaki ilişki” olarak tanımlanmaktadır. (2)

Ansiklopedide dikkati çeken bir başka eksiklikte kavramların tanımlanmasıyla ilgili. Bilim, kavramlar seti ve yöntem çerçevesinde yapılır. Kavramların açık, seçik hale getirilmemesi olayın, olgunun kavranmasında belirsizliklere yol açar. Örneğin içerik çözümlenmesine yer verilen bir ansiklopedide söylem analizine yer verilmemesi bir eksikliktir. Wolff’a göre tanımlamak “o olan şeyi ve onu olmayan her şeyden ayırt eden şeyi formüle etmektir.” Ona göre, tanımlanan şeyin hangi cinse ait olduğunu belirlemek daha sonra da o şeyi aynı cins altındaki diğer türlerden ayırt edenin ne olduğunu saptamaktır. Bir kavramın tanımı onun karakteristik özellikler kümesinin belirtilmesidir. (3)

Ansiklopedide kavramı tanımlayamama sorunu var. Örneğin siyaset felsefesi maddesinde kavramın kapsamı yer alırken ne olduğu açıklamamıştır. Siyaset felsefesi ile ilgili yazılan madde doğru değildir. Çünkü “siyaset felsefesi daha özel olarak yurttaşların yaşamlarını şekillendiren yasa ve kurallar üzerinde durur” denilmektedir. Bu hukuk ve hukuk felsefesinin alanıdır. Siyaset felsefesi, siyasetin neden gerekli olduğunu, siyaset kurumlarının devlet dahil oluşma nedeni ve işlevi gibi konulara açıklık getirir. Kısaca siyaset felsefesi maddesi yetersizdir. (4)

Örneğin sekülerleşme maddesinde “Marks’ın yaklaşımında açıkça görüldüğü üzere” ifadesi kullanılmış. Ama Marks’ın ne dediğine dair öncesinde herhangi bir ifade bulunmamaktadır. Marks’ın ifadesinin ne olduğuna yer verilmiştir ama bu metnin kurgusal bütünlükten uzak olduğunu göstermektedir. (5)

Keza sanayileşme kavramının tanımı da eksiktir. Şu ifadeden ne anlamak lazım “sanayileşme süreci, ekonomik yapının sanayi lehine değişmesi ve ekonomik faaliyetler içinde sanayinin payının artması olarak tanımlanır.” (6)

Yine toplumsal hareketler maddesinde tanım eksikliği vardır. Üstelik klasik toplumsal hareketler ile yeni toplumsal hareketlere de değinilmemiştir. (7) Sosyal medya maddesi tanımlanmamıştır; bunun yerine sosyal medyanın işlevine yer verilmiştir. (8) Makroekonomi maddesinde tanım yerine kapsamına yer verilmiştir. (9) Maliye kavramının doğrudan tanımına ansiklopedide yer verilmemiştir. (10) Makyavelizm maddesinde kavramının öncelikle siyaset bilimi açısından önemine değinilmesi gerekirken doğrudan ahlak ve çıkar üzerinden tanımlama yapılması eksikliktir. (11)

Yine ansiklopedide Monizme yer verilememiştir; pozitivizm maddesinin ise tanımı yapılmamıştır. (12)

Ansiklopedide enformasyonun tanımı yeterli değildir. Enformasyonun, “anlaşılabilir biçimde sunulan bilgi” olarak açıklanması bu kavramın kapsamını alabildiğine genişletmektedir. (13) Türkiye’de son on yıldır akademik çevrelerde tartışılan dezenformasyon kavramına yer verilmemesi de bir eksiklik olarak görülmelidir. Yine ansiklopedide 5 N 1 K olarak yer alan madde haberin öğeleri olarak yer almalı ve bu çerçevede tanımlanmalıydı.  (14)

İçerik analizinin yer aldığı bir sosyal bilimler ansiklopedisinde söylem analizine yer verilmemesi de ciddi bir eksiklik olarak değerlendirilmelidir.

Türkiye’nin akademik ortamını yansıtan bu çalışma akademik ortamın, sosyal bilimlerin içinde bulunduğu durumu da ortaya koymaktadır. Alanında uzman kişilerin madde yazması önemli ama yeterli bir adım değildir. Önemli olan bu maddelerin bütünsellik içermeleri ve diğer maddelerle birlikte düşünülmesidir. Akademik dünyada eksik olan kavramların tanımın yeterince yapılmadığı bu çalışma dolayısıyla söylenebilir. Bu Türkiye’de sosyal bilimlerin felsefenin önemli bir dalı olan epistemolojiden ne kadar uzak olduğunu da ortaya koymaktadır. Sosyal Bilimler alanında daha çok yürünecek yol var. Ama bu epistemoloji bilmeden gerçekleşemez.

 

Yararlanılan Kaynaklar       

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                              

  1. Bkz. Umberto Eco (2017), Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı, Çev. Kemal Atakay, İstanbul: Literatür Yayınları, ss. 275-276.
  2. Bkz. Ahmet Cevizci (1999), Felsefe Sözlüğü, İstanbul: Paradigma Yayınları, ss. 618-619.
  3. Bkz. Francis Wolf (2022), Kusursuz Aşk Yoktur, Çev. Kağan Kahveci, İstanbul: Pinhan Yayınları, ss. 18-26.
  4. Bkz. Sosyal Bilimler Ansiklopedisi (2021), Ankara: TÜBİTAK Yayınları, Cilt1. s. 79.
  5. Bkz. A.g.e., Cilt 4. ss. 37-39.
  6. Bkz. A.e., s.16.
  7. Bkz. Ag.e., Cilt 4, s. 113.
  8. Bkz. Cilt 4., s. 117.
  9. Bkz. Cilt 3., s. 27.
  10. Bkz. Cilt.3., s. 31.
  11. Bkz. Cilt.3., s. 30.
  12. Bkz. Cilt 3., s. 290.
  13. Bkz. Cilt.1., s. 444.
  14. Bkz. Cilt.1., s. 140.

Yeni yorum ekle

Düz metin

  • Hiç bir HTML etiketine izin verilmez
  • Satır ve paragraflar otomatik olarak bölünür.
  • Web sayfası adresleri ve e-posta adresleri otomatik olarak bağlantılara dönüşür.